“Lozan Antlaşması”nın yıldönümü..
Bir kesim bu günü kutlayacak, bir kesim “esaret anlaşması kutlanır mı” diyecek..
Bugün ve yarın sizlere, böylesine “karışık” bir anlaşmayla ilgili bazı notlar ve bazı görüşler aktaracağım..
Hangisine inanacağınız size kalmış..
…
Biliyorsunuz; biz Lozan Antlaşması’nı, “Türkiye’nin kurtuluşu” olarak biliriz..
Çünkü bize böyle öğretildi..
“Öğretildiği şekliyle kalması” için de bir kesim “çok özel bir gayret” sarfediyor..
“Lozan’a farklı bakanları” itibarsızlaştırmak, hatta Türkiye düşmanı gösterebilmek için de sürekli olarak karamsar bir tablo çiziyorlar..
Örneğin;
“Lozan’daki bütün kazanımlarımız yok ediliyor, Atatürk’ün mirasına sahip çıkmalıyız” diyorlar..
…
En kötü şey, “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak”tır..
“Lozan”la ilgili birkaç laf edeceğim..
Ama, önce şu “miras” kavramını anlayalım..
…
Ailenizden bir mülk miras kaldı diyelim..
O mülk işlenmez, kullanılmaz, olduğu gibi bırakılırsa, hiçkimseye faydası olmaz..
Bu nedenle..
Bize miras bırakılan bu toprakları, günün şartlarına göre şekillendirilmek, üzerinde yaşayan insanlara daha faydalı bir hale getirmek zorundayız..
İktidarların hata ve yanlışı varsa, “tu-kaka” demek yerine, bu hata ve yanlışlardan ders alarak doğrularını yapmalıyız..
“Miras elden gidiyor” vaveylası kopartarak, ülke insanının yüreğine korku salıp “birilerinin ekmeğine yağ sürmemeliyiz”..
…
KAYBIMIZ ÇOK BÜYÜK
Hafızalarınızı yoklayın..
Çok uzun bir süredir Lozan’la ilgili bazı tartışmalar yaşanıyor..
“Lozan Antlaşması”nda 12-24 arasında “gizli madde” olduğu dillendiriliyor..
“Gizli” yani, doğası gereği bilemeyeceğimiz içeriklere sahip koşullar..
Böyle bir şey var mı, söylenmiyor..
Neler içerdiği açıklanmıyor..
Biz ise; sadece bilebildiğimiz, bize gösterilen hükümler üzerinden ahkam kesip, “miras” kavgası yapıyoruz..
Soru şu;
İngilizlerin Lozan Antlaşması’ndan sonra İstanbul'u terk etmeleri, Lozan’dan sonra yeni bir Anayasa yapılması, devletin temel niteliklerinin bu süreçten sonra değiştirilmesi, “Lozan'da bize bazı şeylerin dayatıldığı”nın işareti olamaz mı?
Dikkat edin..
Bizde, “Batı karşıtı partiler”in sürekli kapatılması düşündürücüdür..
Petrol müdürümüzün, “2023 sonrası enerji açığımız olmayacak” demesi çok anlamlıdır..
2023 yaklaşırken Ortadoğu’da karışıklıkların ve savaşların daha bir şiddetlenmesi, bu coğrafyada değişiklik olması için sanki bir düğmeye basıldığının bir işareti gibidir..
Yani..
Lozan Antlaşması, “bize ezberletilen, bize miras bırakıldığı söylenen Lozan Antlaşması”ndan farklı bir anlam taşıyor adeta..
…
Buna bir örnek verelim..
Lozan’la “İstanbul ve Çanakkale boğazlarımızın kontrolü” bizde değil..
Manzaraya bakın şimdi;
İspanya Cebelitarık Boğazı’ndan yıllık 10 milyar dolar, Panama Panama Kanalı’’ndan 7 milyar dolar, Mısır Süveyş Kanalı’ndan 2 milyar dolar kazanıyor..
Türkiye, dünyada 2 boğazı olan tek ülke..
Ama 5 kuruş kazanamıyor..
“Lozan Antlaşması” sadece bu konuda bile 96 yıldır bize neler kaybettirmiş, görebiliyor musunuz?
…
“EZBER”DEN VAZGEÇİN
Diyeceğim o ki..
“Ezber”den vazgeçin..
Kafanızı kaldırın ve dünyaya şöyle bir bakın..
“Miras elden gidiyor” diye feryat edeceğinize, gerçekleri görüp “kime sahip çıkmanız gerektiğini” anlayın artık..
Çünkü, “başka Türkiye yok”..