Sosyal medyada en çok “vurgu” yapılan konulardan biri de “din”..
Çoğu kişi, “Ak Parti Türkiye’yi bir din devleti haline getirmeye çalışıyor” anlamında çeşit çeşit ifadeler kullanıyor..
Bunu da, “cami yerine okul yapılsın, dindar gençlik yetişiyor, dinciler insanları kandırıyor vesaire” şeklinde dile getiriyor..
Bu tür cümle kuranlar, genellikle “Ak Parti karşıtı partilerin sitelerinde paylaşılan ifadeleri” kullanıyor..
Kullanmakla da kalmıyor, buna inanıyor..
Üstelik bu inandıklarını da “doğru” zannedip, sosyal medyada paylaşıyor ve binlerce kişiye ulaştırıyor..
…
HERKES DİNİ İYİ ÖĞRENMELİ
Önce şunu söyleyeyim..
Türkiye Cumhuriyeti’ni bir “din devleti” yapmaya değil Ak Parti’nin, dünyanın bütün güçleri ve cemaatleri biraraya gelse gücü yetmez..
Niye yetmez?
Çünkü; bu ülke insanının büyük bir çoğunluğunun istemediği bir şey, “halka rağmen” gerçekleştirilemez de ondan..
Dikkat edin, dinci olarak nitelendirilen “türbanlılar” bile son derece “çağdaş bir görünüm” sergiliyor..
Modayı izliyor, uyguluyor..
Yolda-sokakta-parklarda sarılıyor, öpüşüyor, sevişiyor..
“Ak Partili” olarak görülen böyle bir nesil, “saçını gösterdiği için recm edilen” bir anlayışın egemenliği altında olmak ister mi?
Evet, böyle bir “din devleti” isteyenler var elbette..
Ama, inanın bana bunu isteyenler nüfusumuzun yüzde biri bile değil..
…
Şimdi yeniden başa dönelim..
Niye sürekli olarak Türkiye’nin bir din devleti, gençlerin de birer “dinci gençlik” yapılmaya çalışıldığı vurgusu yapılıyor?
İşte bu noktada söyleyeceklerim çok önemli..
Eğer, “insanlarımızın dini ibareler ve şartlar kullanarak yönlendirildiği” düşünülüyorsa yapılacak tek şey, bu “kullanmayı” engellemek için, “herkesin dini iyi öğrenmesi”ni sağlamaktır..
Dini iyi bilen bir kişiyi, “dini ibareler va şartlar”la kullanmak mümkün olabilir mi?
Daha doğrusu, insan iyi bildiği bir konuda yanıltılabilir mi?
Tabii ki hayır..
O halde, bu noktada “dini iyi öğrenmek” olmazsa olmaz bir durum olarak karşımıza çıkmıyor mu?..
…
“ÇOK CAHİLCE” AÇIKLAMALAR
Peki, insanlar “din”i nasıl öğrenecek?
Kuran kurslarında mı?
Bazı okullarda yapıldığı gibi, müfredat dışı açılan sınıflarda (kafalarına göre) Arap harfi öğretip duaları ezberleterek, ama bunların anlamını öğretmeyerek mi?
Elbette hayır..
Milli Eğitim (ilköğretimden lisans eğitimi dahil) bütün okullarda din derslerini (haftada 3 saatten az olmamak kaydıyla) “mecburi ders” yapacak..
Bu dersi de, din eğitimi almış öğretmenlere verdirecek..
Eğer insanlarımız hurafelere, söylentilere, mahalle baskılarına inanıp (birileri tarafından) kullanılmak istemiyorsa..
Yapacakları ilk şey, “dini iyi, hatta çok iyi öğrenmek, çocuklarının da öğrenmesini sağlamak” olmalıdır..
…
Bazen bakıyorum..
Siyasi partilerin gençlik kolları, “dindar yetişen bir nesil değil, kültürlü-okumuş nesilden yanayız” gibi, “ÇOK CAHİLCE” açıklamalar yapıyor..
Büyüklerinden biri de çıkıp, “hele durun bakalım çocuklar, dini bilmeyen dinciler tarafından kullanılır.. Tamam diğer bütün konuları da okuyun-öğrenin, ama dini de iyi öğrenin” demiyor..
Çünkü, o büyükler(!) için o gençlerin neyi öğrenip öğrenmediği önemli değil..
Onlar da gençleri ve insanları “din karşıtı” yaparak, “Türkiye İran yapılıyor” diye korkutarak kullanıyor..
Bunu niye kimse böyle düşünmüyor, bunu da anlamakta zorlanıyorum tabii..
…
HER OKUYAN KÜLTÜRLÜ MÜ?
Ben dini iyi bildiğimi sanıyorum, ama “dindar” biri değilim..
İsteyen istediği dini seçebilir, bu beni ilgilendirmez..
İsteyen inancının gereğini yerine getirir-getirmez, bu da beni ilgilendirmez..
Ama..
Bir ülkede birileri birilerini “ötekileştirir, üstelik küçümser”se, işte orada onların karşısına çıkarım..
CHP başta olmak üzere birçok siyasi partililer bunu hep yapıyor..
Üstelik “genç”lerini de aynı zihniyette yetiştiriyor..
Üstelik onları gayet güzel kullanıyor..
Böyle yetişen gençler de, “her okuyanı kültürlü, her dindarı cahil sanıyor”..
Bu ülkeye de yazık..
Hala uyuyacak mısınız?