Önceki geceden beri ABD’nin iki Türkiye Cumhuriyeti Bakanı’yla ilgili aldığı “yaptırım kararı” tartışılıyor..
İnanın, böyle bir karar aldıkları için ABD’ye kızmıyorum..
Nihayetinde “çıkarları”nın gereğini yapıyorlar..
Kızmak ya da karşılık vermek “seçtiğimiz yöneticiler”in işi..
Ama, “içimizdeki o hain kesim” beni çıldırtıyor..
Bugün hem ABD hem de içimizdeki bu hain kesimle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum sizlere..
…
KOMİK BİR KARAR
Bakın şimdi..
Protestan cemaatine ait İzmir'deki Diriliş Kilisesi'nin papazı olan ABD’li Andrew CraigBrunson diye biri..
FETÖ/PDY ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla 9 Aralık 2016'da tutuklanmıştı..
İtirazlar edildi, ama tutukluluk kararı devam etti..
Sağlık sorunları nedeniyle şimdi ev hapsinde..
Yani ortada “adli” bir durum var..
Bu tür faaliyeti hangi ülkede yapıyorsa, o ülkenin yasalarına göre bu da bir “suç unsuru” taşıyorsa, o kişi hakkında karar mercii artık “yargı”dır, hükümet değil..
Ama..
ABD kendisini “dünyanın efendisi” olarak görüyor ve uluslararası hukuku bile tanımıyor ya, “ben ne dersem o olur, bırak diyorsam adam suçlu da olsa bırakacaksın kardeşim” diyor bize..
Biz de, “hoop dur bakalım orada, önce haddini bil, uluslararası ve ulusal yasalar var, olayı yargıya bırak, onlar neye karar verirse bu uygulanır” diyoruz..
ABD, “yaa öyle mi, ya rahibi bırakırsınız ya da biz bu rahibi yakalayan ve tutuklayan ilgili Bakan’larınızın mal varlığına el koyarız, ülkemizde ticari işler de yaptırtmayız” diyor..
Ve bir “yaptırım kararı” alıyor..
Ortada “mal” yok, yaptırım uygulayacakmış..
Tam bir komedi yani..
…
ABD KORKUYOR MU?
Burada iki noktaya dikkatinizi vermenizi istiyorum;
1- “İnsanı banknot olarak gören” ABD, bu rahibi kurtarabilmek için bir müttefikiyle kötü oluyor..
2- ABD'nin aldığı bu yaptırım kararının hemen ardından, “içimizdeki hainler” sosyal medyada ABD’yi değil yaşadıkları ülkeyi yerden yere vuruyor..
Niye?
…
1- ABD’nin bir korkusu var..
“Bu rahip teröristlerle bağlantı kurma işine nasıl girdi, kim soktu, kimlerle iletişim kurdu, kime ve nereye bilgi veriyordu, bu işin arkasında ABD’den kimler vardı” ve bu gibi konularda Türk makamlarına bilgi vermesinin önüne geçmek için, bir müttefikiyle kötü olmayı göze alıyor..
Rahip konuşursa, ucu kimbilir nereye gidecek..
ABD, kurtarma ya da öldürme yoluyla işte bunu önlemeye çalışıyor..
Rahibin Cezaevi’nde “öldürülme” riski fazla olduğu için, “sağlık sorunu” bahanesiyle elektronik kelepçeyle evinde sıkı denetim altında tutuluyor..
…
2-“Tayyip nefreti” nedeniyle sadece gözleri değil beyinleri de körleşmiş içimizden birileri, ABD’nin bu “yaptırım kararı”na alkış tutuyor..
Her iki Bakan da, Türkiye dışında ne bir karış toprakları ne de tek kuruş paraları olmadığını açıkça beyan etmesine rağmen..
Bir “sanatçı bozuntusu” sosyal medyada, “İki bakanımızın ABD’de mal varlığı olduğunu da böylece öğrenmiş olduk” diye paylaşım yaparak, ne kadar ezberci, ne kadar cahil ve ne kadar Türkiye düşmanı olduğunu sergiliyor..
Kendi ülkesinin Bakan’larına inanmak yerine ABD’ye inanıyor..
Ve bunu da yine bu ülkede barınan, bu ülkede ekmek yiyen-içen birileri alkışlıyor, destek veriyor..
…
HAİN EVİN İÇİNDEYSE
Biliyor musunuz?
ABD dahil, dünyanın hiçbir ülkesi bizi yıkamaz, yenemez, sömüremez, efelik yapamaz..
Ama, “eğer hain evin içindeyse kapı kilit tutmaz”mış..
Tarihimiz, hep bu “içimizdeki hainler” yüzünden yaşadığımız kayıplar ve yenilgilerle dolu..
Bu “Batı hayranı” kesim, hala ders almamakta direniyor..
Onlara “aklı başında iki kişinin” paylaşımlarıyla cevap vermek istiyorum..
- Bekir Tiryaki: “Bakanlarımız ABD’de mal varlıkları olmadığını açıkladı da, sorun; ABD’nin bizdeki malları..”
- Handan Aksu: “İki Bakan’ımıza yaptırım uygulanacakmış, dolar da 5 TL olmuş.. Ve siz bundan çok mutlusunuz değil mi? Merak etmeyin biz sizin yerinize de insan olur devletimize sahip çıkarız.. Size de kına yollarız..”
…
Diyeceğim o ki..
Aklınızı başınıza toplayın; “başka Türkiye yok”..