2010 yılında hazırlanan bir ABD raporundan sözediliyor..
Güya “gizli”ymiş, ama bir şekilde açığa çıkmış..
Ya da “bizim gözümüzden” kaçmış veya kaçırılmış..
…
TRİLYON DOLARLAR
Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi'nin hazırladığı bu rapora göre..
Akdeniz’de en az 15 trilyon metreküp doğalgaz rezervi, toplam 55 milyar varil petrol tespit edilmiş..
Bunların parasal değeri ne kadar biliyor musunuz?
Sadece doğalgaz için hesaplanan 3 trilyon dolar, petrolle birlikte onlarca trilyon dolar..
Bizi Ergenekon’la, Balyoz’la, referandumla, Arap baharıyla, Esed’le oyalarken, ABD-İsrail-İngiltere meğer başka hesaplar yapıyormuş..
Bölgeyi “bahar”larla yeniden dizayn eden, kendilerine biat etmeyenleri öldürtüp yerlerine adamlarını koyanlar, elbette Akdeniz ve Ege’ye bu kadar geniş kıyısı bulunan Türkiye’yi pas geçmezlerdi..
Önlerindeki tek engel Recep Tayyip Erdoğan’dı..
2012’den beri ülkemizdeki olaylara dikkat edin, Erdoğan’ı devirmek için var güçleriyle bastırdılar/hala da bastırıyorlar..
Erdoğan yönetimindeki Türkiye, tehditlere ve tehlikelere papuç bırakmadı/bırakmıyor..
Önce Piri Reis adlı araştırma gemisi Kıbrıs açıklarına yollandı, ayrıca karada sondaj başlatıldı..
Ardından Barbaros ve Fatih gemileri çalışmaya dâhil oldu..
Yani Türkiye, “bu milletin nerede hakkı varsa, biz bu hakkımızı alırız” mesajı verdi/veriyor..
Bugüne kadar bu ülkeye istedikleri her şeyi kabul ettirmiş o güçler, ilk kez böyle bir tepki/çıkış görünce, bu çıkışı yapan lideri kaldırmak için her yolu deniyor..
Şu son 6 yılda, Gezi’den başlayarak neler yaşadığımızı hepimiz biliyoruz..
Ve sadece Gezi’nin bu ülkeye verdiği zarar 157 milyar dolar..
…
GERÇEK VE BAHANE
İşte bugün, şimdi yeniden denemeye çalıştıkları bir başka “Gezi”ye ve bunun sonucunda ortaya çıkacak “büyük tehlikeye” dikkatinizi çekmek istiyorum..
…
Farkındaysanız özellikle sosyal medyada, “sarı yelek satışları patladı” şeklinde paylaşımlar dolaşıyor..
Bu gerginlik yaratmaya yönelik bir “algı operasyonu” aslında..
Bu paylaşımlarla, “Avrupa Ordusu kurup NATO’yu ekarte etmeye çalışanlara Paris’i, Brüksel’i dar ettik, şimdi Akdeniz’de ayağımıza taş koymaya çalışan Erdoğan’ı yıkmak için sıra Türkiye’de” mesajı veriyorlar..
Bu mesaj sadece sosyal medya ile sınırlı da değil..
Muhalif gazeteci ve yazarlarımız da, yazdıkları köşe yazılarında milleti kışkırtıyor, “yeni bir Gezi olayı”na davetiye çıkartıyorlar..
Öncekinde bahane “ağaçlar”dı..
Şimdi ise “Suriyeli sığınmacılar” bahane edilmeye çalışılıyor..
…
Ama, Türk halkı o 85 yıl boyunca “ensesine vurup ağzındaki lokmayı aldıkları” halk değil artık..
Sarı yelek alanlara karşı, “o sarı yeleği alanlar mezarlıkta da kendine yer ayırttırsın” türünden “ürkütücü” cevaplar veriyorlar..
Bu ne demek, biliyorsunuz sanırım..
Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, yapmaya çalıştıkları oyunu tezgahlıyorlar..
Bu milleti birbiriyle çatıştıracaklar..
Avrupa’da asıl neden Avrupa Ordusu’nu kurdurmamak, ama bahane “akaryakıt zamları”ydı..
Gezi’de asıl neden bu ülkeye yapılan yatırımlardı, ama bahane “ağaçlar” oldu..
Şimdi ise, asıl amaç Erdoğan’ı ortadan kaldırmak, ama bahane “Suriyeliler” olacak..
…
TAHRİKE KAPILMAYIN
Evet, Türk halkı, artık o eski Türk halkı değil elbette..
Değişti, gelişti, uyandı, ufku açıldı..
Ama “hala olaylara duygusal bakmayı” bırakmadı..
Tabii ki duygularımızı kaybetmeyelim..
Ama artık her şeye “akılcı” bakmak, karşımıza çıkarılanlar için bir “neden” sorusu sormak, gerçeği öğrenip ona göre hareket etmek zorundayız..
Tahriklere kapılmamak gerek..
Eğer bir Gezi türü olay yaşanırsa, işi güvenlik güçlerine bırakmak gerek..
Ötesi, ülkemizi bir kan gölüne çevirir..
Bu da, “içimizdeki hainlerin ve bu hainleri kullananların arzusu”dur zaten..
Bunun olmasına izin vermeyelim..
Aman dikkat..