Şöyle bir hatırlayalım..
Konuksever Mahallesi'nde bir kadın tarafından bakılan sokak köpeğine tecavüz ederken yakalandığı iddia edilen şahsı, mahalle sakinleri linç etmek istedi, polis kurtardı..
Bir köpeği patilerinden asıp öldürdüler..
Bir köpeğin boynunu dikenli telle bağlayıp ölüme terkettiler..
Bir kedinin ağzını bantladılar, hiçbir şey yiyip-içemeyen kedi son anda görüldü, ama tedavi edilirken öldü..
Sokak hayvanlarını topluca zehirlediler..
Sokakta taş attılar, şut çeker gibi tekme attılar, bir kadın asansörde köpeğini tekmeleyerek ezdi..
Vesaire vesaire..
Ve son olarak Antalya yeni Sanayi’de bir köpek ensesinden satırla biçildi..
…
Bu hayvanlar, hiçbir şeyden çekmedi insandan çektiği kadar..
Bunun için bir yasa mı çıkartırsınız, resmi kurumları mı görevlendirirsiniz, “kısasa kısas” cezalar uygulayarak “caydırıcı” mı olursunuz bilmiyorum..
Ama, artık yeter bu hayvanların insanlardan çektiği..
Ne yapacaksanız yapın, ama hemen yapın lütfen..
…
BÜTÜN CANLILARA BELA
Hiçkimseye “hayvanları sevin” demiyorum..
Sevmek zorunda değilsiniz, ama zarar vermeyin bari..
Şiddet uygulamayın, şiddet uygulatmayın..
“Bugün hayvana şiddet uygulayan-tecavüz eden, belki aynı şeyleri yarın çocuğunuza yapacak..”
Bunu düşünün ve hayvanlara şiddet uygulayan birine göz yummayın, bakıp geçmeyin, kayıtsız kalmayın..
Çünkü..
Hayvana ya da insana “şiddet” uygulayanların büyük çoğunluğu “normal-aklı başında” görünen kişiler..
Aslında “kişilikleri bozuk” ama bunu gizleyebiliyor ve bilinçaltlarının ne zaman onlara hükmedeceği belli olmuyor maalesef..
Kim söylüyor bunu?
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan söylüyor:
“Hayvanlara şiddet uygulayanlarda, kişilik bozukluğu var ve empati becerileri gelişmemiştir..
Bu kişilerin 3 genel ortak özelliği var;
1- Acıma duyguları yok, yani merhametsizler..
2- Başkalarının hakkına saygı duymazlar..
3- Yalancı ve suça meyilliler..”
…
CEZA CAYDIRICI OLSUN
Şimdi soru şu;
Hayvanlara şiddet uygulayan bu tipler, insana uygulamaz mı sizce?
Evet uygular, uyguluyor da zaten..
İşte bu yazıyı da “bu şiddetin (ne kadar önlenebilirse o kadar) önlenebilmesi için" yazıyorum..
Kime yazıyorum?
Yasa koyuculara, yasa uygulayıcılara ve şiddetle burun buruna yaşayan insanlara yazıyorum..
Öyle bir yasa olmalı ki..
Hayvanlara bırakın şiddet uygulamayı, aklından geçirenler bile ürpersin, “başıma iş almayayım” desin ve fikrinden vazgeçsin..
…
Aslında böyle bir yasa çalışması yapıldı ve uzunca bir süredir Genel Kurul’a gelmeyi bekliyor..
Yasada;
1- Hayvanlara uygulanan şiddet, tıpkı insana uygulanmış gibi cezalandırılacak..
2- Öldürenlere, tıpkı insanları öldürmüş muamelesi yapılacak..
Yani, hayvana yönelik şiddete karşı düzenlenen torba yasa tasarısında “hayvana şiddet” artık “kabahat” yerine “suç” sayılacak..
Buna göre suçlular için 10.5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor..
Ancak bu da yeterli değil..
“Neden yeterli değil”i önümüzdeki hafta içinde anlatacağım..
…
GÖRMEZDEN GELMEYİN
Özetle..
Hayvana şiddetten zevk alanların genellikle çocukluk dönemlerinde “şiddet kurbanı kişiler” olması beni fazla ilgilendirmiyor.
Onların, “birikmiş öfkelerini” başkalarına şiddet uygulayarak kusmasını istemiyorum..
Bu tipler, başkalarına zarar veremezse kendilerini keser, bundan haz alırlarmış..
Alsınlar, başka canlılara dokunmasınlar da, ne yaparlarsa yapsınlar..
Başkalarına dokunanlar da, “cezası” ne ise onu çeksin artık..
Ya da, kendisinin ve yakınının böyle bir durumu olduğunu bilenler, yardım alıp tedavi olsun..
…
Unutmayın; bugün hayvanlara, yarın çocuğunuza..
Hayvana ya da insana yapılan şiddeti görmezden gelmeyin ve karşı çıkın..
Yoksa döner dolaşır ve sizi bulabilir..