Rusya ile yaşanan sıkıntılar sonucunda bu yıl Antalya’nın önemli bir kriz ile karşı karşıya kalacağı bariz olduğu halde turizm sektörü dışında gelişmelere insanların sessiz kalması üzücü. Oysa ki farklı kaynaklardan gelen veriler tehlike sinyalleri vermeye çoktan başladı. Örneğin, Rusya’dan Şubat ayı itibariyle gelen turist sayısının 55 olduğunu duyunca o 55 kişinin de muhtemelen ülkemizde yaşayan Rus uyruklular olduğunu düşünmemek elde değil.
Oysa ki turizm ile yatıp turizm ile kalkan bu şehrin özellikle kısa vadede tüm dinamiklerinin bu krizden etkileneceği herkes tarafından endişeyle öngörülürken, Expo’da olduğu gibi devekuşu taktiği ile sorunları görmezden gelmenin kime ne fayda sağlayabileceği sorusunu kendimize çoktan sormalıydık.
Google’da yapılan arama trendleri hakkında önemli bilgiler sunan Trends sayfası bile geç olmadan analiz etmemiz gereken bazı bilgileri bizlere sunuyor. Genel itibariyle Antalya ili ile ilgili en çok arama oteller konusunda yoğunlaşırken bu aramalarda bu dönem geçmiş dönemlere göre bir azalma söz konusu olduğu anlaşılıyor. Yurtdışından gelen aramaların önemli bir kısmı geçmişte Rus vatandaşları tarafından yapılırken, an itibariyle özellikle Rusya merkezli aramalar neredeyse tamamen durmuş durumda.
Antalya’da tatil için en çok arama yapan ülke ise şu anda İran. Uzun süredir Nevruz ile başlayıp sonbahara kadar süren dönemde sanırım beş farklı İran havayolu firması tarafından hemen hemen her gün Isparta üzerinden Antalya’ya taşınan İranlı turistlerin belki de Ruslara göre en önemli farkı alışveriş için şehir merkezinde zaman geçirmeleri. O yüzden de krizin bir fırsata dönüşmesi için en azından içinde bulunduğumuz dönem boyunca elimizin altındaki İran pazarına daha fazla önem vermekte fayda olacağını düşünüyorum.
Krizin ne kadar süreceği konusunda fikir yürütmek zor olduğu için geçmişte yapılmış olması gereken B planının ivedilikle oluşturulup geleceğe yönelik krizlere kalıcı çözümlerin kamu ve özel sektör işbirliği ile ortaya konulması önem arz ediyor. Bununla birlikte, geçtiğimiz hafta köşemde eleştirdiğim üzere Expo konusunda bile sınıfta kalan kamu kurumlarının turizm krizinde ne ölçüde çözüm odaklı öneriler üzerinde odaklanacağını da merak ediyorum doğrusu!
Gönlünüzce bir hafta diliyorum...