ABD tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü fırtınası kabul edilen Harvey, önceki hafta ülkenin en büyük şehirlerinden birisi olan Texas’ın Houston’a ciddi anlamda zarar verdi. Kent merkezini sel basarken pek çok ev ve işyeri tahrip oldu, çok sayıda kişi evsiz kaldı. Günlerce önceden yapılan tüm uyarılara rağmen ölen ve yaralananların sayısında artış endişe ediliyor. Ülkede giderek artan ırkçı söylemlere rağmen bölge sakinine kucaklarını açan camiiler ise nedense çok fazla haberlere konu olmuyor!
Fırtına haberleri arasında çok fazla dikkat çekmeyen bir diğer başlık ise sel baskınlarından kurtulmak için birbirlerine kenetlenerek yüzen bir sal oluşturan kırmızı ateş karınca kolonileri idi. Dünyanın en ilginç ve tehlikeli karıncaları arasında yer alan ateş karıncaları tehlike anında bir araya gelebilmeyi başaran ender canlılar arasında yer alıyor. Özellikle su baskınlarında birkaç dakika içinde birbirlerine kenetlenen karıncalar, su üzerinde haftalarca yüzebilen bir sal oluşturup kraliçe ve larvaları su yüzeyinde tutarak güvenilir bir yuva kuracakları yere ulaşana kadar hayatta kalmayı başarıyorlar. Birbirlerine kenetlenirken aralarına aldıkları hava kabarcıkları sayesinde suyun altında kalan karıncaların bile hayatına devam etmesini sağlayan karınca kolonileri 80 ile 250 bin arasında karıncadan oluşuyor.
ABD’ye 1930’larda kıtanın güneyinden geldiği düşünülen bu karınca cinsi doğaya, tarıma ve canlılara zarar veren tehlikeli bir tür olduğu için önemli bir kısmına yayıldıkları Texas ve çevresinde yıllardır ciddi tehdit oluşturuyorlar. Hem otobur hem de etobur olan ateş karıncaları aynı zamanda zehirli de. Ateş karıncalarının zehri insanın alerjik yapısına bağlı olarak günlerce süren kaşıntı ve yanmanın yanı sıra ölüme sonuçlanan alerjik reaksiyonlara bile yol açabiliyor. O yüzden de Houston halkı su kenarlarında yüzen ya da kendilerine yaklaşan ateş karıncaları kolonilerinden uzak durmaları hususunda uyarılıyor.
Ateş karıncalarına karşı zirai ilaçlarla mücadele eden çiftçilerin yanı sıra, ateş karıncalarını yok ederken diğer yandan da fırsattan yararlanıp onların yuvalarını bir sanat eserine çeviren girişimciler de mevcut. Hiç tasvip etmediğim şekilde kaynatılmış bir kova dolusu alüminyumu karınca yuvasına boşaltan bu kişiler bir yandan karınca kolonisini zalimce yok ederken, diğer yandan da soğuyup yuvanın şeklini alan alüminyum yığınını çıkararak toprağından ayıkladıktan sonra karıncalar tarafından oluşturulan muazzam yuvayı bir sanat eseri olarak rahatlıkla pazarlayabiliyorlar!
Söz zararlı böceklerden açılmışken, bayramda gazetelerde yer alan ciddi bir tehlikeyi hatırlamakta yarar görüyorum. Biyoloji alanında çalışan ve tesadüfen Antalya’dan aldığı bir gül fidesinin toprağında dünyanın en tehlikeli 100 canlısından birisi olan katil salyangoza rastlayan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Yıldırım’ın gazetelere yaptığı açıklamalara göre ülkemize nasıl geldiği bilinmeyen bu türe karşı önlem alınmazsa ileride çok ciddi problemler yaşanabilir.
İster ateş karıncası olsun isterse katil salyangoz, kendi ekolojisinin dışına yayılmasına sebep olduğumuz her canlı türünün kendi yaşam döngülerini devam ettirebilmek için üzerlerine düşenleri yapacaklarını düşünürsek, yetkili tüm kurum ve kuruluşların en kısa zamanda gerekli önlemleri alamamaları durumunda, sadece ziraat alanında değil doğal yaşamın dahi zarar görebileceğini unutmamak gerekiyor.