Antalya deyince akla gelen şeyler bellidir. Deniz, portakal, sembolleşmiş bazı tarihi yapıtlar ve kentin dokusuna çok yakışan palmiyeler... Şehir merkezinde sayısı giderek azalan turunç ağaçlarını ise maalesef baharda çiçek açtıkları dönemler dışında çoğu zaman dikkat çekemeyecek kadar kimsesiz kalmış durumda olduğu için bu listeye eklemek istemedim.
Kentin farklı caddelerine geçtiğimiz 20 yıl içinde çeşitli bölgelerden getirilip dikilen palmiyeleri bir kenara bırakırsak, eski Antalya’yı oluşturan Kaleiçi’ni çevreleyen palmiyelerin önemli bir kısmının uzunlukları 25-30 metreyi buluyor. Özellikle Atatürk Caddesi’nin ortasından geçen kanalın üzerindeki palmiyelerin yaklaşık 80 yaşında olduğunu düşündüğümüzde her bir palmiyenin Antalya açısından yaşayan birer tarih olduğunu düşünebiliriz.
Çok fazla dikkat çekmese de kentin çok daha eski ev sahipleri olan sedir ağaçları her türlü bakımsızlığa rağmen ayakta kalma savaşı vermeye devam ediyor. Yaşlarının 250’yi bulduğu düşünülen bu ağaçlar bildiğim kadarıyla koruma altında ve kesilmeleri yasak. Özellikle Kaleiçi’nin yanı sıra Antalya Lisesi ve çevresinde bu ağaçlar yaz kış yeşilliklerini korumayı başarıyor. Ancak, bakımsızlıktan büyük bir kısmının yıprandığını da fark etmemek mümkün değil.
Sedir ağaçlarına göre daha şanslı olan palmiyelere özel itfaiye merdivenleriyle çıkan belediye ekipleri düzenli olarak budama işlemini gerçekleştirerek ağaçların estetiğini de korumuş oluyorlar. Esnek yapılarıyla en güçlü fırtınalara bile kafa tutan bu ağaçların maalesef bir kısmını Atatürk Caddesi kaldırım çalışmaları sırasında göz göre göre kaybettik. Orta refüjdeki kanalın estetik hale getirilmesi için yapılan kazılarda kökleri parçalanan bazı palmiye ağaçları o dönem içinde hayata veda etmişti. Halen cadde üzerindeki bazı palmiye ağaçları metal direkler ile desteklenerek ayakta tutulmaya çalışılıyor.
Özellikle Haşim İşcan ve Sinan mahallelerinde yer alan bazı apartmanlardaki güzelim palmiye ağaçlarının kaderi ise maalesef tamamiyle apartman sakinlerinin inisiyatifine bırakılmış durumda. Çoğunluğu bakımsız ve budanmamış bir vaziyette olan bu ağaçların zaman zaman kökünden kesildiğine bile şahit oluyorum.
Kente ait bu gibi değerlerin Kent Konseyi ya da diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından koruma altına alınması için şu ana kadar bir girişimde bulunup bulunmadığını merak ediyorum. Kentte bulunan belli bir yaşın (ya da uzunluğun) üzerindeki tüm palmiye ağaçlarının envanteri bir an önce oluşturulup bu ağaçlara zarar verilmesi engellenmelidir.
Gönlünüzce bir hafta diliyorum...