Antalya’da son dönemde yapılan köprülü kavşakların çirkin görüntülerine rağmen trafiğe oldukça önemli faydalarının olduğunu her fırsatta dile getiriyorum. Buna rağmen belirli bölgelerdeki trafik sıkışıklığının belirli saatlerde devam ettiğinden de önceki yazılarımda yakınmıştım. Yetersiz sayıda ana arter ve besleyici yol bulunduğu sürece alt ve üst geçitlerin geçici çözümler oluşturmaktan öteye gidemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Kaldı ki trafiğe çıkan araç sayısı her geçen gün artarken trafikten düşen yani hurdaya çıkan araç sayısı maalesef aynı oranda artış gösteremiyor. Bunun sonucunda da Antalya yetersiz yol kapasitesine rağmen her yıl kayıtlı araç sayısı bakımından ülkenin dördüncü sırasındaki yerini koruyor. Motosiklet ve elektrikli bisiklet konusunda ise en yakın rakiplerinin toplamından fazla iki tekerli trafik canavarları kent sokaklarında terör estirmeye devam ediyor. Bu canavarları kullananların önemli bir kısmının ehliyet bile alamayacak yaştaki gençler olmasının yanı sıra kask takmadan trafikte sadece kendilerini değil yaya ve araçları da riske atmaları herkes tarafından eleştiriliyor ve yerel gazetelerde kaza haberlerini her gün üzüntü içinde okuyoruz.
Çoğunlukla hiç bir kaza ya da çalışma olmadığı halde felç olan Antalya yollarında yaşanan bu kargaşanın en önemli ve gizli sorumluları aslında yayalar ile araç sahiplerinden başkası değil. Trafik ışıklarına riayet etmeyen yayalar her zaman kazaya davetiye çıkarırken araçların akışına engel olarak bu sıkışıklığa önemli bir katkıda bulunuyorlar. Araç sahipleri ise bulunmaları gereken şeritlerde hareket etmek yerine sürekli hatalı ve tehlikeli şekillerde şerit değiştirerek trafik akışını yavaşlatmayı başarıyorlar. En sağ şeritten sola dönmeye çalışan araçlar, sağ şeride park ederek arkadan gelen araçların diğer şeritlere kaymasına sebep olup darboğaz oluşturan araçlar, ceplere park ederek dolmuş ve otobüslerin sağ şeridi durak olarak kullanmasına sebep olan araçlar, yolcu indirmek için cebe girmeyerek zaman kaybetmek istemeyen toplu ulaşım araçları ve trafik ışıklarını takip etmeyerek yeşil ışık yandığında zamanında hareket etmeyip diğer araçların hareket hakkını gasp eden araçlar başta olmak üzere pek çok araç sahibi bilerek ya da bilmeyerek trafik sorununu daha da içinden çıkılamaz hale getiriyor.
Her ne kadar kentin hemen hemen tüm kavşaklarında güvenlik kameraları bulunsa da belirli noktalar dışında Elektronik Denetim Sistemi (EDS) maalesef Antalya’da bir türlü kurulamadı. EDS sayesinde şerit ihlalleri, ışık ihlalleri ve hız sınırı ihlalleri gibi sürücüye dayalı pek çok trafik sorunu kontrol altına alınabiliyor. Sistem ayrıca kurulumu yapan belediyelere trafik cezalarından belirli bir oranda pay sağlayarak gelir de elde etmelerini sağlıyor. Umarım gerekli altyapı bir an önce oluşturularak EDS sistemi tüm Antalya trafiğinde kullanılmaya başlanır.
Gönlünüzce bir hafta diliyorum...