Bugün 15 Ağustos, bir avuç vatan haininin darbe girişiminin ardından tam bir ay geçti. Böylesine ciddi bir teşebbüsün ardından dünyanın hiç bir yerinde bu kadar hızlı bir normalleşme süreci yaşanabileceğini zannetmiyorum. Gün geçtikçe bu kalkışmanın ne kadar uzun bir süre önceden haince planlandığını görüyoruz. Kalkışma gecesi yaşananları her geçen gün ekranlarda izleyip gazetelerde okudukça halen hayretler içinde hainlerin ne kadar sinsice ve acımasız bir şekilde teşkilatlandıklarını fark ediyor ve kaybettiğimiz şehitlerimiz için üzülüyoruz. Kaybettiklerimiz sadece şehitlerimiz değil, pek çok gazimiz önemli sakatlıklarla hayatlarına devam edecek. Çok sayıda binada tahribat, çok büyük miktarda maddi zarar, kaybettiğimiz çok sayıda turist vb. ciddi hasarlara yol açan bir süreç atlattık.
Tüm bu kayıplarımızın yanı sıra bu kalkışmanın ülkemize ciddi kazanımları da oldu aslında. Milli birlik ve beraberliğimizin önemini hatırladık, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, iri ve diri olabilmek için bir olmamızın gereğini yaşayarak hissedip demokrasi adına meydanlarda birlik ve beraberliğimizi gösterdik. Tek bir vatanımız olduğunu ve devletimizin bizler için ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya tek vücut olarak gösterdik. İçimizdeki hainlerin ne kadar şeref yoksunu olduğunu bizzat gördük. ‘Su uyur düşman uyumaz’ atasözündeki düşmanlardan önce içimizde olanları ayıklamamız gerektiğini fark ettik. Atamızın bahsettiği ‘dahili ve harici bedhahlar’ı daha yakından tanıma fırsatı bulduk. Gençler darbe girişimi ile tanıştı ve bu gibi olayların sadece bilgisayar oyunlarında olmadığını idrak ettiler.
Velhasıl, ‘her şerde bir hayır vardır’ düsturu ile rabbimizin benzer acıları bizlere bir kez daha yaşatmamasını niyaz ederek milli birlik ve beraberliğimizi bozmadan huzur dolu günlerde bir arada olabilmemiz dileği ile tüm ulusumuza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Sevgiyle Kalın!