Merhamet müminlerin de temel özelliklerindendir. Nitekim Kur'an, müminlerin birbirlerine karşı merhametli olduklarını[i] ve birbirlerine merhameti tavsiye ettiklerini belirterek[ii] onların bu niteliklerine dikkat çekmiştir. Merhamet sadece Hz. Peygamber’e uyanların değil, diğer peygamberlere tabi olanların da ortak özelliğidir. “Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk.”[iii] ayeti bu gerçeğe işaret etmektedir.
Sevgi, merhamet, şefkat ve yardımlaşma iyi mümin olmanın ve Allah’ın kul olarak yarattığı insana saygının birer simgesi ve önemli göstergeleridir. Bütün insanlara karşı anlayışlı ve tüm yaratılmışlara karşı merhametli olmak, İslam’ın insanı ulaştırmak istediği kemalin esasıdır. Bu önce müminlerin kendi aralarında başlar, sonra insanlığı ve bütün yaratılmışları içine alır.
Müminlerin birbirlerini sevme, acıma ve korumada bir vücut gibi olduğunu bildiren Hz. Peygamber, “Vücudun herhangi bir organı rahatsız olursa, diğerleri de bu yüzden rahatsız olur; ateşlenir ve uykusuz kalır."[iv] buyurarak müminlerin birbirlerinin sıkıntılarına karşı duyarlı olmaları gerektiğini hatırlatmıştır. Buna göre mümin, yeryüzünün herhangi bir yerindeki müminin acı ve ıstırabı ile ilgilenmeli ve onun yardımına koşmalıdır.
Merhamet, karşılıklı yapılması gereken ahlaki bir davranıştır. Kişi kendisine merhametli davranılmasını isterken, kendisi de başkalarına karşı merhametli olmalıdır. Allah’ın rahmeti, merhamet ehliyle beraberdir. İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.[v] Kutlu Nebi’nin ifadesiyle, "Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler (Allah ve melekler) de size merhamet etsin."[vi] Merhamet görmek için merhameti özümsemeli, davranışlarımıza yansıtmalı ve onu en yakınımızdan en uzağımıza kadar yaymalıyız.
Buna göre yolunu şaşırmış bir kimseye, dil veya adres bilmeyen bir yabancıya yol göstermek, bir engelliye veya hasta birine yardımcı olmak, yardıma muhtaç birine destek olmak, merhamet kapsamında değerlendirilebilecek davranışlardır.
İnsan, Allah’ın rahmetini celbetmek için salih ameller işlemeli, muhtaçlara yardım etmeli, onlara haksızlık etmekten uzak durmalıdır. Allah Resûlü, aramızdaki zayıflar sayesinde Allah’tan yardım görüp rızıklandığımızı bildirmiş;[vii] iki zayıf kimsenin; yani yetim ile kadının hakkını yemekten de sakındırmıştır.[viii]
İman ve ibadet, Allah’ın rahmetini celbeden önemli amellerdir. Bunun için insan Allah’a karşı gelmekten sakınmalı, Resûl’e itaat etmeli, namazı kılmalı ve zekâtı vermeli ki, kendisine merhamet edilsin.[ix]
[i] Fetih, 48/29.[ii] Beled, 90/17-18.[iii] Hadîd, 57/27.[iv] Buhârî, Edeb, 27 (VII, 77).[v] Buhârî, Tevhîd, 2 (VIII, 165).[vi] Ebû Dâvûd, Edeb, 58 (V, 231).[vii] Ebû Dâvûd, Cihâd, 70 (III, 73).[viii] İbn Mâce, Edeb, 6 (II, 1213).[ix] Bkz. Nûr, 24/56; Hucurât, 49/10; Hadîd, 57/28.