ABLUKANIN SEBEP OLDUĞU YIKIM
İşgal edilmiş Filistin toprakları konusu son yüzyıldır dünyada var olan insani krizler arasında en karmaşık ve çözülmesi en zor olan problemdir. İşgal devleti İsrail’in kurulması ile etkisini arttıran şiddet ve bununla birlikte 70 yıldır uzayıp giden çatışma hali, uluslararası sistemde hukuk ve insan hakları bağlamında çözüme kavuşturulması gereken hayati bir konu olarak varlığını sürdürmektedir.
İsrail’in işgali Filistin halkı için üç temel ve kronik sorun oluşturmuştur:
İlki mülteciler ve yerinden edilenler sorunudur. Bugün başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere dünyanın her yanına dağılmış vaziyette 5 milyondan fazla Filistinli bulunmaktadır. Bunlar dışında Filistin topraklarında yerinden edilmiş vaziyette veya mülteci kamplarında yaşayanların sayısı da 3 milyonu bulmaktadır. Bunlar içinde Batı Şeria ve Gazze içinde bugün en az 1,8 milyon Filistinli, devam eden saldırılar sonucu hayat boyu “koruma önlemlerine” ihtiyaç duymaktadır. İsrail’in saldırıları sebebiyle birçok yaşam alanı ve evler tahrip edilerek yaşanmaz hale getirilmiş, birçoğu da yıkılmıştır. Yaşanmaz hale gelen ve yıkılan evlerden çıkmak zorunda kalan Filistinliler tam anlamıyla zorla yerinden edilmiştir. Diğer bir ifade ile kendi ülkelerinde mülteci konumuna düşmüşlerdir.
Ortaya çıkan ikinci problem ise temiz su, temel ihtiyaç maddeleri, eğitim ve sağlık hizmetlerinin abluka altında bulunan yaşam alanlarına ulaştırılamaması ve bu ihtiyaçların teminine izin verilmemesidir. Bugün Filistin kent ve kasabalarında, ciddi altyapı sorunlarına dayalı olarak insanların yaşam standardı dünyanın en kötü beş ülkesi arasında bulunmaktadır.
Üçüncü problem alanı ise, İsrail saldırıları sonucu nesiller boyu hissedilen fiziksel ve psikolojik işkencedir. Bugün keyfî saldırılar ve tutuklamalar sebebiyle binlerce Filistinli İsrail zindanlarında bulunmaktadır. Bu durum, bölünmüş aileler ve on binlerce yetim ile sosyal travma yaşayan bir toplum oluşturmaktadır.
Uygulanan ambargo ve abluka, özellikle Gazze’ye mal akışı ve insan giriş-çıkışlarının kısıtlamasına sebep olmakta ve bunun neticesinde de bölgede yaşayan halk üzerindeki yıkıcı etkisi devam etmektedir.1 İsrail işgal devletinin yıllardır sürdürdüğü çatışma ve abluka koşulları, bölge nüfusunun %80’inin hayatını idame ettirmesinin uluslararası yardımlara bağlı hale gelmesine sebep olmuştur.2 Ekonomi ve ekonominin yarattığı istihdam kapasitesi yerle bir edilmiş ve bunun sonucunda ise yoksulluk oranı artmıştır.