GIDA GÜVENLIĞI
Filistin halkının neredeyse tamamı geçimini tarıma bağlı olarak temin etmekte ve ürettiklerinin büyük bö- lümünü yine kendi iç pazarında tüketmektedir. Ekonomik anlamda gıda ithalatı için fazla bir fona da sahip olmayan Filistin’de gıda güvenliği en önemli sorunlardan biridir. Özellikle ağır bir ablukanın uygulandığı Gazze’de gıda güvenliği ciddi bir sorundur.
Bölgeye gıda, tohum, tarım ilacı, gübre vb. girişini keyfî biçimde sınırlayan ablukanın yanı sıra, Siyonist rejimin askerî saldırıları, birçok tarım arazisini, gıda imalathanesini ve fırını yok etmiştir. Yaşam pahalılığı da göz önüne alındığında, bugün tüm Filistin’de 1,6 milyon kişi gıda güvensizliği ile karşı karşıyadır. Bu rakamın büyük bölümünü Gazze’deki siviller oluşturmaktadır.
Bu insanların %27’si uluslararası kuruluşların yaptığı gıda yardımlarını almalarına rağmen mevcut durum bu şekildedir.9 Gazze ile karşılaştırıldığında Batı Şeria’da durum görece daha iyi görünmektedir. Doğu Kudüs bölgesini de içine alacak şekilde Batı Şeria’daki mültecilerin gıda güvensizliği %22 iken mülteci olmayan yerli halk için durum %14’tür. Batı Şeria’da kırsal kesimde yaşayan mültecilerin gıda güvensizliği oranı %20 iken şehirde ya- şayan mültecilerin gıda güvensizliği oranı ise %14’tür.
SAĞLIK VE BESLENME
Gazze Şeridi’nde sağlık hizmetlerine erişim ve sağlık sektörünün durumu yıllardır kaygı verici biçimde düşüktür. Risk grubu olarak kadın ve çocuklar başı çekmektedir. Yüksek risk altında olan gebelikler ve doğumun ilk 28 günü yeni doğanlar için gıda yetersizliği, oldukça tehlike arz etmektedir.
Çocuk ölümlerinin %45’i, beş yaş altı çocuklarda yeni doğan dönemi boyunca görülmektedir.10 Bugün yaklaşık 300.000 yeni doğan ve çocuk, beslenme yetersizliğinden dolayı ölüm riski altındadır. 60.000 gebe kadın da yine yetersiz beslenme sebebiyle hamilelik dönemlerinde ciddi sorunlar yaşamaktadır.
Gazze, dünyadaki yeni doğan ölüm oranları bakımından en kötü ilk beş bölge arasındadır. Uygulanan ablukadan dolayı hastaneler tam kapasite çalışamadığı gibi, birçok ameliyat da yapılamamakta, gerekli ilaçlar bulunamamaktadır. Hasta ve yaralılar ya Filistin’in diğer bölgelerinde ya da İsrail veya Mısır’da tedavi görmek zorunda kalmaktadır.