Ülkemizin karışık ve savaş kokan gündemleri arasında zorunlu trafik sigortası meselesi geçtiğimiz günlerde epeyce tartışıldı. Haftalarca taşıt sahiplerine getirdiği yük, trafik sigortası konusunda yeni düzenlemeler konuşuldu. Peki zorunlu trafik sigortası nedir?
Zorunlu Trafik Sigortası 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na dayalı bir uygulamadır. Kanuna göre yapılan düzenlemelerle trafiğe çıkan her araç bu sigortayı mutlaka yaptırmak zorundadır. Araç sürücüsü bir trafik kazasına karıştığı zaman, yaptırmış olduğu bu sigorta ile karşı tarafın bedeni ve maddi zararları güvence altına alınmaktadır. Bu güvence elbette kusur nispetindedir.
Zorunlu trafik sigortası kazayı yapan aracın zararını karşılamaz. Zorunlu trafik sigortasını yaptırmayan ya da süresi geçen araçlar trafiğe çıkamaz. Çıksalar bile denetlemelerde yakalanırsa hemen bağlanarak trafikten men edilir. Sigorta yaptırılmadan da serbest bırakılmaz ve sürücüye önemli miktarda ceza da kesilir.
Zorunlu trafik sigortasıyla ilgili yaşanan tartışmalara geçmeden bir de kasko sigortasına değinelim. Ülkemizde ayrıca bir de kasko sigortası uygulanmaktadır. Kasko aslında araç sahibinin kendi aracı ve içindekileri teminat altına alan bir sigorta şeklidir. Şuanda yapılan kaskolar aslında sadece kendi aracınızı ve içindekileri güvence altına almanın yanında, karşı tarafı da güvence altına almakta. Son yıllarda güvence sınırları genişlemiş durumda. Hırsızlık, yangın ve terör olayları gibi riskler güvence altında. Zorunlu sigortanın aksine kasko isteğe bağlıdır.
Zorunlu trafik sigortası yaptıranlar kasko da yaptırıyorlar. Kasko yaptıranlar zorunlu trafik sigortasından kurtulamıyor, yaptırmak zorundalar. Ayrıca kasko dilendiği zaman iptal ettirilebilir ama zorunlu trafik sigortası ettirilemez.
Şimdi gelelim son günlerdeki sigorta poliçelerinin yüksekliğinden kaynaklanan tartışmalara.
Araç sahipleri zorunlu trafik sigortasını önceki yıllarda daha makul ücretlerle yaptırabilirlerken, bu yıl rekor artışlar oldu ve haklı olarak insanlarımızda buna tepki gösterdiler. Geçtiğimiz yıl 150-200 Liraya yaptırılan poliçeler bu yıl 400-500 lirayı gördü. Ticari araçlarda bu rakam 2 bin-5 bin lira rakamlarına tırmandı. Sigorta ücretinin artmasını ise sigorta şirketleri “döviz kuruna” ve “değer kaybı tazminatlarına” bağlıyorlar.
Sigorta ücretlerindeki artışların yanında bir de yeni düzenlemelerin devreye gireceği gündeme düşünce, ben dahil birçok kişi buna tepki gösterdi. Olması muhtemel bu yeni düzenlemelerin birisi, kaza sonrası sigorta yapan şirketin tazminatı ödemesi, ancak ödediği ücreti sigortalının kendisinden veya yakınlarından geriye alması şeklinde.
Baştan ifade etmek isterim ki bu durumda SİGORTA YAPTIRMAYA GEREK VAR MI? Farz edelim ki kaza yapan kişi ve eşi vefat etti, geriye de küçük bir çocuk kaldı. Sigorta şirketi bu parayı bu çocuktan mı alacak? Ne zaman alacak, bu çocuğun suçu ne?
İnsanlar taşıtlarını ve içinde bulunanları sigorta yaptırırken ortaya çıkabilecek riske göre ödeme yapıyor. Zarar sigortalı tarafından karşılanacaksa, sigorta şirketini aracı yapmadan vatandaşlarımız kendileri ödeme yapabilirler. Ödeme yapamayanlar ise şirket ödese bile geriye nasıl ödeyecek? Bundan dolayı, vatandaşlarımız sigortalama ve sonrasında neyle karşılaşılacağı belli olmayan bir uygulamaya maruz bırakılmamalıdır.
Zorunlu trafik sigortası ücretleri serbest bırakılınca şirketler istedikleri gibi poliçeler düzenlemeye başlıyorlar ve bunu da yaşadık. Bu ücretlendirme konusu da mutlaka kontrol altında tutulmalıdır. İnsanlarımız şirketlerin insafına bırakılmamalıdır. Mutlaka tavan fiyat uygulaması gibi uygun düzenlemeler araştırılmalıdır.
Yüksek poliçe ücretlerinin düşmemesi durumunda neler yapılacağı konusunda devlet yetkililerinin çalışma yaptıkları ifade ediliyor. Düzenlemeler arasında “bedeni zararlarda ödenecek rakam belirlendikten sonra yeniden mahkeme kanalıyla değişmeyecek” gibi bir ifade var ki bu durumda yine sigorta şirketlerinin insafına bırakılıyoruz. Evet, mahkeme aracılığıyla fahiş fiyatlar ödenmesin ama mahkeme yolu da kapatılmasın.
Yetkililer zorunlu trafik sigortası ile kaskonun birleştirilmeyeceğini belirtseler de ben bu düşünceye ve bu yöndeki uygulamaya katılmıyorum. Araç sahiplerine seçenek sunulmalıdır. Sigorta yaptıranlar isterlerse kasko yaptırabilmeli. Kasko karşı tarafın maddi ve bedeni zararlarını güvence altına alıyorsa ZORUNLU SİGORTAYA NE GAREK VAR?
Araç sahiplerine böyle bir seçeneğin sunulması, ekonomik olarak bir yükten kurtulmayı sağlayarak insanlarımıza rahat bir nefes aldıracaktır.
Cenab-ı Allah işlerinizi hayreylesin…