Antalya’nın fethinin 813.yılı kutlamaları başarılı şekilde tamamlandı. 1-5 Mart 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında şehrimizle ilgili bildirilerin sunulduğu 3.Antalya Kongresi de yapıldı. Bu etkinlikler dolayısıyla şehrimizin fethi ve bu fethin önemi dört yıldır konuşuluyor.
Dört yıl önce, Antalya’yı kim ve ne zaman Türklerin egemenliğine dahil etti sorusunun cevabını bilen sayısı çok çok azdı. Ancak bu kutlamalar dolayısıyla bilinirliği her geçen gün artıyor. Afişler, haberler, kongre bildirileri ve diğer etkinlikler buna büyük katkı sağlıyor.
Daha önce Kaleiçi’ne gidenler, surları gördükten sonra her şeyin Bizanslılardan, Romalılardan kaldığını düşünüp, burada bulunan Selçuklu eserlerinin farkında bile değillerdi. Fakat günümüzde ortaya çıkarılan Selçuklu eserleri durumu tersine çeviriyor. Örnek Şehzade Korkut Camii…
Evet, Antalyamız ilk defa 5 Mart 1207 yılında Selçuklu Sultanı 1.Gıyaseeddin Keyhüsrev tarafından alınıyor. Kaynaklara göre o zaman kentin idarecileri olan Bizanslılar, Mısır’dan limana gelen Türk gemici tüccarların mallarına ve gemilerini zapt ediyorlar. Bir de “Gidin, Konya’da oturan Sultanınıza bizi şikayet edin. Gücü varsa, gelip gemi ve mallarınızı o kurtarsın.” diyorlar.
Başkent Konya’ya gidilip durum anlatıldıktan sonra Gıyaseddin Keyhüsrev; “Sizin mallarınız benim mallarım demektir. Mallarınızı geri alıncaya kadar bu tahta oturmayacağım. Siz hiç endişe etmeyiniz. Sultanınız size verdiği sözü mutlaka yerine getirecektir.” diyor. Daha sonra da büyük bir mücadele göstererek şehri alıyor.
Bu fetihten sonra Antalya, günümüzde Türkiye’nin olduğu gibi Selçukluların dış ticaret kapısı oluyor. Daha sonraki süreç içerisinde Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in affettiği kumandan Gautier de Montbeliard Hristiyan halkı isyana teşvik ediyor ve 1212 yılında şehre saldırarak bütün Türkleri kılıçtan geçiriyor. Fazla geçmeden bu sefer Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus harekete geçiyor ve 23 Ocak 1216 yılında tekrar Antalya’yı fethediyor.
Kısaca özetlediğimiz bu fethin bilinirliği, Antalya’nın fethi etkinlikleriyle artmış durumda. Fetih kutlamaları konusunda en büyük emek hiç kuşkusuz Valimiz Sayın Münir Karaloğlu’na aittir. Valimiz göreve başladıktan sonra fetih kutlamasını başlatmış olmasa, ilgilenenler ve bazı tarihçiler dışında içinde yaşadığımız şehrin tarihi sürecinden hiç haberdar olamayacaktık.
Valimizin vurguladığı gibi bu topraklara yeni gelmiş değiliz ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin denizle ilk buluştuğu yer Antalya’dır. Bundan dolayı bu kutlamalar büyük önem arz ediyor. Bu yılki fetih etkinliklerinin konusu “813 Yıldır Evimiz Akdeniz” olarak belirlendi. Bu temanın önemini anlamak için Akdeniz’in ülkemiz açısından önemine bakmak gerekiyor. Ve unutmayalım bir zamanlar Akdeniz Türk gölü olarak biliniyordu. Bunun için her daim hazırlıklı olmalıyız.
Antalya’nın fethi etkinlikleri başta Antalya Valiliği olmak üzere Akdeniz Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile yapılıyor. Üniversitemiz bu konuda da bulunduğu şehre, bölgeye ve Türkiyemize sorumluluğunu yerine getirmektedir. Etkinlik kapsamında üç yıldır Antalya Kongresi’ne ev sahipliği yaparak, bilinmeyenlerin ortaya çıkarılmasına katkı koymaktadır.
Ayrıca Sayın Valimizin bu yılki tanıtım konuşmasında belirttiği gibi “Antalya’nın fethi etkinlikleri sadece şehrin yöneticilerini değil bütün Antalya’yı, heyecanlandırmalıdır.” Yaşadığımız şehrimize, ülkemize karşı olan sorumluluk bilinci bunu gerektiriyor.
Biz bu topraklara yeni gelmedik. Bunu bütün Dünya’ya göstermeli ve hissettirmeliyiz.