Halil Demir

Halil Demir


ZİRAAT ÖĞRENCİLERİ TARIMIN NERESİNDELER?

22 Mayıs 2019 - 00:02

Tarım sektörünün kaderi çiftçilerin ve çiftçilere sahip oldukları yüksek bilgilerle yön verecek eğitimli ziraatçılara bağlıdır. Eğitimli ziraatçılardan kastım da başta ziraat mühendisleridir… Aslında konuyu uzun uzadıya yazmak ve tartışmak, kimsenin alınmasına bakmadan geçekleri ortaya koymak gerekiyor.

Türkiye tarımı her daim farklı sorunları ve getirilen çözüm önerileriyle tartışılmaya devam ediyor. Sorunların üstesinden gelmek için Avrupa Birliği Sürecinde olduğu gibi bazı kanun ve yönetmeliklerde düzenlemeler yapılıyor. Ancak değişikliğe neden olan sorunlar büyüyerek devam ediyor. Üretici Birlikleri ve Reçete Yönetmeliğini örnek verebiliriz.

Başka bir dönem ihracat esnasında ortaya çıkan kalıntı krizlerine önlemler alınmaya çalışılıyor, yurt dışına gönderilecek ürünlerde analiz şartı getiriliyor. Tırlardaki farklı üreticilerden gelen ürünler düşünülmeden her tırdan örnek alınıyor, kalıntı çıkanlara yaptırımlar getiriliyor. Üzücü olanı iç piyasaya kalıntılı ürün veriliyor mu, dikkate alınmıyor.

Bir başka zaman diliminde iç piyasada fiyatlar çok düşüyor, hemen ihracata teşvikler getiriliyor. Bir bakıyorsunuz iç piyasaya fiyatları çok yükselmiş, hemen ithalat yapmaya başlıyoruz. Artan girdi maliyetlerine rağmen ithalatın kılıcı çiftçilerimizin ensesinde sallanmaya başlıyor. Örnekleri artırmak mümkün…

Tarımımızın sorunları ve çözüm yolları defaten yazılmış, konuşulmuş, söylenmiş olmasına rağmen hala sırtımızda kambur olmaya devam ediyor. Kamburlarımızdan kurtulmamış olmamız ise üzüntü verici.

Peki sorunların çözülmesi noktasında ziraat mühendislerinin rolü nedir? Ya da soruyu şu şekilde soralım: Eğitimli ziraatçılarımız tarımımızın geleceğinde ne kadar söz sahibi olabilir? Cevap için aşağıdaki yazılanları örneklerle değerlendirmek üzere okuyuculara bırakıyorum.

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni tercih edenler, kendi içlerinde en yüksek puanı almış öğrencilerdir. Yani daha çalışkan kişiler diyebiliriz. Bu öğrencilerin geldiği fakültemiz ise diğerlerine göre uygulama alanı, staj, şehir, ekoloji ve benzeri faktörler açısından büyük imkanlara sahip. Tarımımızın kalbi Antalya’da atıyor desek abartmış olmayız.

Uzun yıllardır birinci sınıftan son sınıfa, lisansüstü eğime kadar birçok derste öğrencilerimizle bir araya geldik. Derslerin uygulamaları için her daim araziye çıkmaktan imtina etmedim. Arazi uygulamasının eğitimin direği olduğuna inanıyorum. Ancak yılların verdiği tecrübeye dayanarak yaşadıklarımın beni üzdüğünü söylemek zorundayım.

Çünkü, yukarıda özetlemeye çalıştığım sorunların çözümünü düşünen, irdeleyen, karşılaştıran, sorunlara çözüm yolları geliştiren, sektörü tanıyacak ve anlayacak ziraat mühendisleri gerçekleştirebilir. Örnekler üzerinden düşünelim:
-Yarım saat önce derste söylenen bir sorunu, bilgiyi arazi uygulamasında ifade edemeyen bir ziraat mühendisi sektöre ne verebilir?
-Derslerde kahir ekseriyeti cismen var olup, aklen nerede olduğunu bilemediğimiz genç meslektaşlarımız neden böyleler? Kendimi bu konuda sürekli sorguluyorum. Onların dikkatini çekmek için eğitimin içinde bütün yolları deniyorum. Meslek yaşamınızda karşınıza çıkacak demekten sınavda soracağıma kadar bütün yolları deniyorum. Sınavda da sorulup yapılmıyorsa, derste de anlamıyorum denilmiyorsa başka ne yapabiliriz?

-Ders sırasında konuyu dinlemek yerine, sınavda ne soracaksınız denilen bir eğitim tarımımızı nereye götürebilir?
-Not almak yerine hazır ders notu, hatta soru isteyen gençlik için tarımımız çok mu ümitvar?
-Arazi uygulamalarından kaçan, tarlaya girmek istemeyen, toprağa kirlenirim diye dokunmak istemeyen ziraat mühendisleri adayları sorunlarımızı çözmeye aday olabilirler mi?
-Bu gençleri araziden kaçıran nedir?

-Dersleri layıkıyla yapamayan öğretim elamanlarını da bu konuya dahil etmek gerekiyor. Dakikalarca derslikte oturup sıkılan öğrenci mi, yoksa arazi uygulaması ile pekiştiren mi?
-Dersler ek ders kıskacından kurtarılırsa kalite biraz daha arttırılabilir mi?
-Derslere görevlendirmesi bulunan, yani parasını alan hocalar mı giriyor, yoksa onların gönderdiği asistanları mı? Derslerin amacına ulaşıp ulaşmadığı değişik kriterler ile denetleniyor mu?
-Fakültelerde eğitim (bütün fakülteler için geçerli) yayın amaçlı kriterlerin gölgesinde mi kaldı? Yayını hedeflerken tarımımızın gerçek sorunlarını ıskalanıyor olabilir miyiz?

En iyi fakültelerden birisinde durum bu ise DİĞER ÜNİVERSİTELERDE DE FARKLI OLMADIĞINI düşünüyorum.
YÖK, üniversiteler, ilgili fakülteler ve diğer ilgililerin acilen bir şeyler yapması gerekiyor. Eğitim verdiğimizi düşünerek tarımımıza haksızlık yapmayalım. Sorgulamayan, sınav odaklı ve sınava bir gece önceden hazırlayan ezberci sistemden kurtulmalıyız.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum