Yaklaşık üç yıl önce “Yerli Tohum Sektörü Takdiri Hak Ediyor” başlığıyla bir yazı kaleme almıştım. CNN TÜRK’de yayınlanan Cem Seymen’in programından sonra aynı yazının güncellenmesi hasıl oldu.
Eski yazıma “Türkiye’de tohumculuk sektörü genel anlamda ‘Tohumlarımızı yurt dışından alıyoruz.’ ve ‘İsrail tohumlarını kullanıyoruz.’ algısıyla hatırlanmaktadır. Ancak bu algı gerçek manada yıkılmış olmasına rağmen, giderek azalsa da hâlâ etkilidir.” paragrafı ile başlamıştım. Yıllar geçmesine rağmen yerli tohum sektörü incelenmeden önemli bir TV kanalı böyle bir yayın yapabiliyorsa, hala gözler kör, kulaklar sağır durumda demektir.
Türk tohumculuğunun sorunları ve eksiklikleri vardır. Yurt dışından tohum da gelmektedir. Ancak ortaya konulan algı, yerli tohum sektörümüzü yerle bir etmiştir. Yıllardır varını yoğunu bu alana yatırmış insanlarımıza ayıp ediliyor. Tohumculukla ilgili bazı verileri değerlendirerek yanlış algının yorumlamasını sizlere bırakalım.
Ülkemizde tohumculukla uğraşan firmaların %93’ü yerli, %4’ü yabancı, %3 ise yerli-yabancı ortaklı sermayelidir. Firmaların ticaret hacimlerine göre bu kıyaslamayı yaptığımızda %51 yerli sermaye, %30 yabancı sermaye ve %19 ortak sermayedir.
Cem Seymen “Sertifikalı Tohum” ibaresine de takılmış durumda. “Sertifikalı tohum yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından tarla ve laboratuvar kontrolleri sonucunda fiziksel, genetik ve biyolojik değerleri belirlenmiş, çeşit saflığı sağlanmış, adı belirli, belgeli tohumdur.” Çeşit saflığı sağlanmamış bir çeşit ile üretim, üreticinin hüsranı demektir.
Çiftçilerin kendi tohumlarını kullanmalarında ise herhangi bir mevzuat engeli bulunmuyor. İsteyen üretici istediği tohumu kullanabilir. Fakat kendi tohumunu ticarete konu edemez. Edince ortaya çıkan sorunların telafisi nasıl olacak? Mahkemeye akseden süreçler nasıl yönetilecek? İsteyen istediği şekilde hukuki süreçleri olmadan ticaret yapabilir mi?
Yurt dışından tohum ithalatı-ihracatını rakamlar üzerinden incelemek gerekir. Son resmi rakamlara göre (2018 yılı) 240,9 milyon dolarlık tohum ithalatımız varken, 260,6 milyon dolarlık ihracatımız vardır. İlk defa 2018 yılında ihracatımız ithalatı karşılamış (%108) ve fazla vermiştir. 2017 yılında karşılama oranı %92’dir. İsrail’den yapılan ithalat ise toplamın %5’i kadardır.
Buğday, arpa, bazı yem bitkileri, bazı baklagil bitkileri gibi tohumluklarımız Türkiye’de ıslah edilip kullanılmaktadır. Hububat tohumlarında %100 kendi ihtiyacımızı karşılarken sebze tohumlarında bu oran %60’a çıkmış durumdadır. Tohumculuktaki gelişmelere özel sektör firmaları damgalarını vurmaktadır. Hibrit tohumculuk konusunda yatırım yapan firmalar, etkilerini ortaya koymaktadırlar.
Ülkemiz artık tohumluk açısından dışa bağımlı bir ülke değildir. Sadece ithalat yapan ülke konumundan çıkmış, artık ihraç da eden bir ülkeyiz. Büyük özveri ve gayretlerle zor şartlar altında mücadele veren yerli tohum firmalarımız teşekkür ve takdiri hak etmektedir.
Yurt dışından tohum almıyor muyuz? Elbette alıyoruz. Serbest ekonomik kurallar ve talepler doğrultusunda ithal tohum kullanımı devam etmektedir devam da edecektir. İhracatımız da aynı şekilde artarak devam edecektir.
Yerli tohum firmalarından birisi Anamas Tohum’dur. Sahipleri değerli büyüklerim Osman Dirican ve Ayhan Kasapoğlu bir gün sohbet ederken, kazancımızı yıllarca hiç geri dönüşümü olmadan tohumculuğa yatırdık. Artık ihracat zamanı!” dediklerinde, memleket mücadelesinin ne anlama geldiği çok iyi anlaşılıyordu.
Antalya’nın batısında, seracılığın merkezi Kumluca’dan sağlam adımlarla gelen bir diğer yerel sektör temsilcisi E-Z Tohumculuk. Zekai İlter ağabey “Tohumculuk stratejik bir sektördür. Bu konuda ülkemiz dışa bağımlılıktan mutlaka kurtulmalı. Hedefimiz Türkiye’nin değil Dünya’nın en iyi çeşitlerini üretmek.” dediğinde kararlığı kesindi. Çeşitleri gittiği ülkede büyük talep görüyor. Bir diğer Kumlucalı Hibrit Tohumculuk şevkle yoluna devam ediyor.
Gazipaşa’da başladığı tohumculuk serüvenini Türkiye’nin en büyük yerli firması konumuna taşıyan Mehmet Yüksel ile Yüksel Tohumculuk, hem öncü olmaları hem de yerli tohuma hizmetleri bakımından büyük övgüye layıktır. Agrotek, Petektar, Biar, Agrostar, Ayer, Nadide, Bursa, Lider vd. firmalarımız da teşekkürü fazlasıyla hak ediyorlar. Yabancı firmaların tohumlarını satıp kendi yerli ıslahını yapanları da unutmamak gerekiyor.
Burada isimleri ilk anda aklıma gelmediğinden ve yazının fazla uzamasından dolayı yazamadığım firma sahibi dostlarımız kusuruma bakmasınlar. Biliyoruz ki Türkiye’de tohumculuk sektörünün gelişimine katkı bakımından yabancı yerli ayrımı yapılamaz. Ancak madem tohumculuk stratejik bir sektör, bu durumda yerli tohumculuğun gelişmesine taraf olmak durumundayız. Sektörün gelişiminde emeği geçen herkesi tebrik ve teşekkür ediyorum.