Uyuşturucu madde kullanımı her geçen gün hızla artmakta, pençesine aldığı gençlerimizi yakınlarından, ailelerinden, kendi geleceklerinden uzaklaştırmaya devam etmektedir. Her gün televizyon ekranlarından, gazete sayfalarından perişan hale gelmiş insanlarımızı izliyoruz. İzlerken de adeta yüreğimiz dağlanıyor.
Vicdan sahibi her kişinin bu illete karşı mücadele etmesi, mücadele edenlere yardım etmesi gerekiyor. Uyuşturucu madde kullanımı toplumsal bir olaydır. Mücadelesi de kişiler ya da bazı kurumlar üzerinden değil, top yekûn yapılmalıdır.
Bu bağlamda geçtiğimiz Salı günü madde bağımlılığına dikkat çekmek üzere “Sivil Düşünce Derneği” tarafından bir panel düzenlendi. Konuşmacı olarak Akdeniz Üniversitesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Kuloğlu, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Abdullah Çalışkan, Narkotik Şube Müdürü Caner Çiçek, İl Müftü Yardımcısı Osman Demirel, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Ramazan Sarıgöl katıldılar.
Murat Kuloğlu hocanın söylediği gibi “terör ve uyuşturucu kullanımı” çok önemli iki sorundur. Hatta birbiri içine geçmiş, bir birinden beslenen, geleceğimizi kemiren sorunlardır. Kuloğlu’nun konuşmasının satır başları: “Devletimiz nasıl terörle yoğun şekilde mücadele ediyorsa, madde bağımlılığıyla da mücadele ediyor. Uyuşturucu ile mücadele devlet politikası olarak sürdürülüyor. Bu konuda bütün kurumların iş birliği ile hareket etmesi çok önemli. Bu sorun toplumsal bir sorun. Sonuç odaklı çalışmalar yapmalıyız. Bu iş aynı zamanda gönül işidir. Ebeveyn olarak gençlerimizi perişan halde görmek hepimizi üzüyor. Bağımlılık bir hastalıktır. Tıpkı şeker hastalığı gibi. Bağımlılığı her yönüyle irdelemeliyiz. Tıbbi, adlî ve sosyal yönüyle incelenmeli. Şahsen ben değerler eğitiminin mücadelede önemli olduğunu düşünüyorum.”
Kuloğlu hocanın belirttiği değerler eğitimi konusunu, Narkotik Şub.Müd. Caner Çiçek’in, toplumda yaşanan kültür erozyonundan kaynaklı eğlence anlayışı ve mutluluk beklentisinin farklılaştığı ifadesi perçinliyor. Çiçek yılların verdiği tecrübe ve gözlemle “Suni maddelerle mutluluğa erişmek isteyenlerin sayısı arttıkça madde bağımlılığına da eğilim fazla oluyor. Mutluluğu suni madde ve durumlarda değil yakınımızdakilerle ailelerle yaşamalıyız. Küçük yaşlardaki çocuklarınıza sevginizi gösterin, sarılın.” diyor.
Aslında hepimiz hayat meşgalesiyle ailelerimizi ihmal ettiğimizin farkında olmalıyız. Çocuklarımıza ilgi göstermek için birilerinden bu sözleri duymayı beklememeliyiz. Bu panelde de uzmanlar diyor ki “Uyuşturucu madde kullanımı sigara ile başlıyor.” Bu durumda şehrimizdeki, çevremizdeki okulların etraflarına bakmamız yeterli değil mi?
Müftü Yrd. Demirel ailenin çocuklarına bırakabileceği en önemli mirasın güzel ahlak olduğunu belirtti. Güzel ahlak kavramını kendi düşüncemizde iyice yoralım. Öyle sığ kalıplara sığdırmayalım. Bunu yaparsak çözüm yolları kendiliğinden gelecektir.
Konuşmacıların belirttiği “uyuşturucu kullanımı şuraya kadar indi” şeklindeki açıklamaları ve kabullenilmiş psikoloji oluşturacak ifadeleri basınımızın kullanmaması gerektiği ricalarını belirtmek isterim.
Ayrıca toplantı sonrasında yapılan konuşmalarda tedavi olmak isteyenler ve tedavi sonrası takip edilmesi gerekenler için mekân sorunu olduğu, bu konuda çalışan uzmanların yetersiz olduğuna değinildi. Devletimizin bu eksiklikleri kısa sürede gidereceğini düşünüyorum.
Paneli düzenleyen Sivil Düşünce Derneği’ne, ev sahipliği için Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne, desteklerinden dolayı Akdeniz Üniversitesi ve Rektör Mustafa Ünal’a, Emniyet Müdürlüğü’ne, Milli Eğitim Müdürlüğüne, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne ve İl Müftülüğüne şahsım adına teşekkür ederim.
Evet, uyuşturucu ile mücadelede ilk adım aile ile başlıyor. Ancak toplumun her kesiminin bu mücadelede yer alması çok önemli. “Uyuşturucudan bana ne?” dememeliyiz. Kimin kapısını çalacağının garantisi yok.