Geçtiğimiz hafta Bloomberg HT tarafından düzenlenen Tarım Zirvesi 2017’de farklı kurumlardan katılan konuşmacılar, önemli konulara dikkat çektirler. Konuşmacılardan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba “Yeter ki biz toprağı suyla, çiftçiyi de bilgiyle buluşturalım. Bunu başarmamak için hiçbir engel yok.” ifadesini kullandı. Bu ifadeden ülke olarak tarımın her alanında üretim konusuna önem verileceğini anlıyoruz. Sonuna kadar da katılıyorum.
Sayın Bakanımızın şu ifadesinin de altını çizmek isterim: “Yarın savaşlar petrolden değil, sudan dolayı çıkacak. Niye sudan dolayı? Su olmazsa ot olmaz, ot olmazsa et olmaz, süt olmaz… Vallahi hiçbir şey olmaz. Hayat olmaz…” Ve Sayın Bakanımız “Geleceğin dünyasında gıda ve tarım bugünkünden çok daha önemli ve kritik bir noktada olacak. Savaş nedenleri olacak ve biz bunları görüyoruz ve şimdiden mutlaka ve mutlaka buna göre plan yapmak zorundayız.” diyor.
Bu ifadelere de sonuna kadar inanarak katılıyorum. Tarım başlı başına stratejik bir sektördür. Tarımın içerisinde hayvancılığından balıkçılığına, toprağın öneminden yağlı bitkilerine, tekstilin hammaddesi pamuğa, tohum üretimine kadar kendi başına önemli stratejik birçok alan var.
Tarımın savaş nedenlerinden birisi olacağını düşünüyor, öngörüyor ve bunu dillendiriyorsak, o zaman sorunları irdeleyerek çözümler bulmalıyız. Sektörün içinde bulunduğu sıkıntılar defalarca ortaya konuldu, dillendirildi, yazıldı, gerekli önlemler alındı, alınmaya da devam ediliyor. Ancak tekrar olacak diye, sorunları dile getirmekten, yeni çözüm önerileri sunmaktan, yeni meselelere değinmekten çekinmeyelim.
Bakanımız, yapılan ve yapılmaya çalışılan güzel işlerden birçoğuna konuşmasında örnekler verdi. Daha da iyi olacağımızı, kendi kendimize yeteceğimizi vaat etti. Hep birlikte bunu başaracağımızı düşünüyorum. Yeter ki tarımın sorunlarını çözelim, akılcı politikalar izleyebilelim. Kısaca özetlemeye çalıştığım sorunlara isterseniz bir göz atalım:
*Üretim için toprak olmazsa olmazdır. Tarım topraklarını her ne olursa olsun korumalıyız ve iyileştirmeliyiz.
*Tarımsal üretimde kullanılan girdilere dikkat kesilmeliyiz. Tescil ve ruhsatlandırma konuları mutlaka ele alınmalıdır. Bizim topraklarımız diğer ülkelerin çöplüğü değildir.
*Tarım ilaçlarının ruhsatlandırması tekrar ele alınmalıdır. İthal edilenler hemen ruhsat alırken kendi kaynaklarımızla ürettiklerimiz aynı kolaylığa sahip değildir.
*Hayvancılık hızla güçlenmelidir. İthal değil ihraç etmeliyiz. Eğer eti ithal edeceksek neden Güney Amerika ülkelerinden ya da diğer yerlerden alıyoruz. Neden Orta Asya ülkelerinden veya diğer kardeş ülkelerden almıyoruz? Bu bile stratejik bir mesele değil mi? Domatese karşı Rusya’dan alabildiğimize göre…
*Hayvancılığa ve diğer tarım alanlarına verilen destekler izlenmelidir. Amacına uygun mu, takip edilmelidir.
*Gelecekte su sorunu yaşayacağımız tahmin ediliyor, su savaşları olacağını düşünüyoruz, bu durumda tarımsal suyu daha verimli ve ekonomik kullanabilmeliyiz.
*Üreticilerin örgütlenmesi her ne olursa olsun sağlanmalıdır.
*Mutlaka üretim planlaması yapılmalı, çiftçilere hak ettiği kazanç sağlanmalıdır.
*Üretim çiftçiden geçer, çiftçi kazanmalıdır. Aracının kazandığı sistem revize edilmelidir. Üretici kazanmıyorum diye bitkisini söküyor, ama pazarda ürün en az 1 TL. Bu çözülmedikçe üretici nasıl kazansın?
*Tarım ürünleri ihracatımızın birkaç ülkeye bağlı kalmaması gerekiyor. Yeni alternatifler bulunmalıdır.
*Üreticilerimizin önemli bir kısmı hala bilgisiz ve bilinçsiz tarım yapmaya çalışıyor. Üretici bilgilendirilmelidir. Bakanlık ziraat fakülteleri ve özel sektörle mutlaka ortak çalışmalıdır.
*Madem üretmek ve üretici önemli, tarımsal düzenlemeler üreticilerin tarafını dinlemeden onlara baskı olacak şekilde yapılmamalıdır. Reçete düzenlemesi gibi...
*Türkiye’de tarımsal üretimdeki rekabet kalite ve ucuzluk sunmuyor, kalitesizliği ve kontrolsüzlüğü beraberinde getiriyor. Gübreler, ilaçlar, tohumlar, fide üretimi kontrol edilirse konu anlaşılacaktır.
*Fide sektörü kontrol ediliyor mu? Bunu daha öncede belirttim, lütfen kontrol ediyoruz demeden, üreticideki sorundan geriye doğru giderseniz, sorunu bulacaksınız.
*Ziraat Fakültelerinde yapılan tez çalışmaları tarımımızın sorunlarına merhem olmalıdır.
Toprağı suyla çiftçiyi bilgiyle buluşturalım, ancak önce çiftçinin kazanmasını sağlayalım.