Değerli okuyucular, www.haberlikya.com, www.netgazete.com.tr internet gazetelerinin yanında, bundan böyle basılı medya olarak Gazete Bir’de yazmış olduğum köşe yazılarını da sizlere sunmaya çalışacağım. Köşe yazarlığı konusunda yaklaşık 2002 yılından bu yana epey tecrübe sahibi oldum. Değişik yayın organlarında hem müstear hem de kendi ismimle birçok köşe yazısını kaleme aldım. Ayrıca neredeyse on yıl haber, analiz, röportaj ve makaleler ile Hasad Dergisi’nde ülke tarımımıza hizmet vermeye çalıştım.
Uzmanlık alanım tarım. Bunu biraz daha özelleştirerek sebze yetiştiriciliği, organik tarım vb. olarak basitleştirebiliriz. Tarımla ilgili yazılması gerekenleri bilgim, tecrübem, araştırmalarım ve uzmanlarına danışarak edindiğim bilgiler ışığında özelde sizlere, ancak genelde güzel ve eşsiz ülkem Türkiye’nin faydaları ölçüsünde aktarmaya çalışacağım. Olumlu ve olumsuz düşüncelerinizi bildirmeniz, daha iyisini yapabilmek açısından benim için oldukça önemli.
Kaleme alacağım konular elbette tarımla sınırlı kalmayacak, zaman zaman başka konulara da gireceğiz. Bunu yaparken asla haddim olmayan alanlara dalmamaya özen göstereceğim. Fakat doğru bildiklerimi söylemekten de geri kalmayacağım. Edindiğimiz bilgileri paylaşırsak, bilginin çoğalacağı düşüncesiyle hareket edeceğimi de söylemek isterim.
Ve elbette yazacaklarımız, içerik olarak kendini değiştirerek güncelleyen Gazete Bir’in yayın politikasına uygun olacak.
Kısa bir tanışma ve takdim girişinden sonra ilk konumuza bazı bilgiler ışığında girmek istiyorum.
TARIM VE İSTİHDAM
Türkiye her geçen gün gücünü ve etkisini bulunduğu stratejik konumun zorluğuna rağmen genel anlamda artırmaktadır. Bu büyüme çizgisi her zaman standart yükselme şeklinde olamıyor. Az da olsa bazen beklenilenin çok üstünde, bazen normal, bazen de artıştan ziyade gerileme şeklinde olmaktadır.
Ülke olarak gelişmenin temelinde, ekonomi en önemli ve en büyük temel faktördür. Bu faktörü ekonomistler enine boyuna tartışıp değerlendiriyorlar. Ancak değerlendirmelerin çoğu zaman siyasetin gölgesinde kaldığı da ortadır. Ya çok abartılmakta, ya da iyi gelişmeler yok sayılmaktadır.
Bu değerlendirmeleri yapanlara, mutlaka insanlarımızın beklentilerini de hesaba katarak, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyayı dikkate almalarını öneriyorum. Birçok medeniyetin battığı ve birçok medeniyetin yeniden ortaya çıktığı topraklara, Türkiyemize haksızlık yapmayalım.
Ülke ekonomimiz içerisinde öteden beri tarımın önemli bir yeri bulunmaktadır. Her şeyden önce önemli bir istihdam alanıdır. Her dört kişiden biri tarım sektöründe çalışıyor. Kayıt dışı ekonomi Türkiye açısından önemli bir dezavantajı oluştururken, tarımda bu oran yaklaşık %80-85 civarında. İstihdam edilen kadınlarda bu oran %95’ten fazladır.
Tarımla uğraşan nüfusun her geçen gün azıldığının altını çizmek gerekiyor. Türkiye’nin toplam nüfusu her geçen gün artmakta iken, tarımla uğraşan nüfus azalma eğiliminde. Keşke bu azalmanın sebebi tarımsal üretim içinde bulunanların işletmelerini birleştirmesi şeklinde kendini gösterebilse.
Bu azalmanın temel sebebi kırsal kesimden şehir merkezlerine olan göçlerdir. Gençler atalarının yaptığı işi yapmak istemiyorlar. Geleneksel şekilde yapılan tarım eskisi kadar da karlı değil. Haliyle ülke olarak genel istihdamda artışlar olmasına rağmen tarımdaki istihdam azalarak %25’lere kadar gerilemiştir.
Ülkemiz tarımda istihdam ettiği nüfusu, işletmelerini küçültmek yerine birleştirerek, yüksek teknoloji kullanarak, üretimin her aşamasında değerlendirebilmelidir. Birim alandan elde edilen verim ve kalite, daha etkili bir işgücü kullanımı ile arttırılmalıdır. Yapılacak düzenlemelerde bu temel kriterler göz önünde bulundurulursa, güçlü bir tarım sektörümüz olabilir.