5-8 Eylül tarihleri arasında uluslararası bir kongreye katılmak üzere Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’de bulunma şansım oldu. Kongre öncesi, sonrası ve fırsat buldukça şehri keşfetmeye çalıştık. Budapeşte’de bizden kalan bazı izlerden bahsetmeden önce gözümüze çarpan güzelliklerden bahsetmek istiyorum.
Toplu taşıma araçlarının kullanımı ve şehrin hemen her yerine sağlanabilen ulaşım dikkat çekiyor. Metro, hafif raylı sistem ve otobüs ulaşımı iyi şekilde planlanmış ve aynı ücretli biletler hepsinde kullanılabiliyor. Süreye bağlı ücretlendirme olunca farklı biletlemeye gerek kalmamış.
Şehirde bisiklet kullanımı oldukça yaygın. Bisiklet yolları ve bisikletler için ayrıca ışıklandırma yapılmış. Avrupa’nın birçok şehrinde olduğu gibi trafik ışıklarına tam anlamıyla uyuluyor. Işıklandırma olmayan yerlerde yaya önceliği var.
Tarihi ve turistik önemi olan kapalı her mekandan para kazanmaya çalışıyorlar. Ancak bu eserler restore edilmiş, bakımlı ve temiz. Gezi sırasında Bozcaada Kalesi, Aspendos Köprüsü, Yanartaş gibi yerler gözümün önüne geldi ve keşke …. dedim. Tarihi eserlerden para kazanma işini bizler layıkıyla yapamıyoruz.
Tarihi mekanların daha çok ziyaret edilmesi ve para kazanılması elbette gelen turistlerle ilgili. Ülkemizdeki turizm, ağırlıklı olarak paket turlardan ibaret. Yapılan anlaşmalar sırasında tur paketlerine tarihi yerler de dahil edilmeli.
Budapeşte’ye Dünya’nın her yerinden yoğun turistik ziyaretler yapılıyor. Vörösmarty Meydanı, St. Stephen Bazilikası, Parlamento Binası, Széchenyi Köprüsü, Kahramanlar Meydanı, Váci Utca, Matthias Kilisesi gibi yerlerde ziyaretçi yoğunlukları hemen göze çarpıyor. Ziyaretçiler arasında çok sayıda Türkler de var.
Macaristan’da Mohaç, Estergon, Zigetvar, Budapeşte ve benzeri yerlerde Osmanlı döneminden kalan bize ait hatıralar yer alıyor. Kongre dolayısıyla Budapeşte dışına çıkamadığımızdan, bizden kalan izleri Budapeşte’de sürmeye çalıştık. Gül Baba Türbesi, Akıncılar Şehitliği, Abdurrahman Abdi Paşa’nın mezarı, Gül Baba Utca (Caddesi), Törög Utça (Türk Caddesi), Kemal Atatürk Sokağı, Török pal utca (Türk Dostluk Caddesi), Török floris utça (Türk Çiçeği Caddesi), müzelerde Osmanlı bölümleri, hamamlar ve benzeri birçok hatıra bulunuyor.
Gül Baba Türbesi’ne Gül Baba Sokağından geçerek ulaştık. Yoğun bir ziyaretçi akını ile karşılaşmadık. Aynı şekilde Buda Kalesi sınırları içerisinde bulunan akıncılar şehitliği de yalnızlık içerisindeydi. Anıtlar, kiliseler, meydanlarda karşılaştığımız Türklerin yoğunluğunu, buralarda da görmek isterdim.
Gül Baba 1526 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Yeniçeriler tarafından da sevildiği için Budin seferine davet ediliyor. Kale fethedildikten sonra orada kalmak istiyor ve orada da ölüyor. Yaşadığı sürece Macarlar tarafından da çok seviliyor. Cenaze defnine Kanuni’de katılıyor. Abdurrahman Abdi Paşa 70 yaşında savaşırken şehit düşüyor ve Macarlar bu kahramana saygılarından dolayı cenazesini Budin Kalesi’ne naklediyorlar. Bu kişiler oralara neden ve ne için gittiler iyi düşünmemiz gerekiyor.
Yazımın bu kısmında biraz sitemkar ifadeler kullanmak istiyorum. Gül Baba’yı ziyaret edince kimse tarikatçı ya da cemaatçi olmayacak. Akıncılara ait olduğu düşünülen mezarları ziyaret edince kimse gerici olmayacak. Şehrin değişik yerlerinde bizden kalanları ziyaret edince çektiğiniz fotoğraflar değersiz olmayacak.
Bu tarih iyisiyle kötüsüyle bizim. Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet yaşamasını istiyorsak tarihimize sahip çıkacağız. Sahip olduğumuz önceki toprakları görmeliyiz ki bugün ile dün arasında bağlantı kurabilelim.
Unutmayalım ki Macaristan’ın bizimle bağlantısı sadece Osmanlı İmparatorluğu ile sınırlı değil. Macaristan’da Atilla’ın resimlerini çok sık görebilirsiniz. Türklerin yaşadığı yerlerde kullanılan bazı kelimelerin bire bir aynısını Macar topraklarında duyabiliriz.
Macaristan Başbakanı Türk Keneşine katıldı ve “Biz Türk kökenimizi koruyoruz ve Macarca konuşuyoruz. Bu Türk diliyle bağlantısı olan eşsiz bir dil. Hristiyan dinini aldık, fakat Kıpçak-Türk ilkeleri üzerinde duruyoruz.” diyor.
Bizler önce bizden olanlara sahip çıkalım ki bizi sevenlerle karşılıklı etkileşime olanak sağlayalım.