Not: Toplumu bilgilendirmek adına önemli bir eserden iktibas yapılmıştır. (Sadık TEZİN İstanbul, Ocak 2014)
XIII. yüzyılda devlet ricâli ile münasebetleri olan ilim-kültür adamları:
Mecdüddin İshak
Türkiye Selçuklularının en dikkat çeken bilginlerinden biridir. Bu âlimin ne zaman ve nerede doğduğu, çocukluğu ve eğitim hayatına dair bilgi mevcut değildir. Bununla birlikte devlet yönetiminde aldığı önemli vazifeler, iyi bir eğitim aldığın göstermektedir.
Sadreddin-i Konevî'nin amcasının isminin İsmail b. Muhammed b. Yusuf b. Ali el-Endülüsî olduğu şeklindeki kaydından İspanya'dan Anadolu'ya gelerek yerleşmiş olduğu ihtimalini akla getirmektedir. Ancak Sadreddin-i Konevî'nin burada bahsettiği amcasının öz mü, üvey mi olduğu hususu belli değildir.
Selçuklu Devleti'nde Sultan I. Gıyâseddin Keyhüsrev ve I. İzzeddin Keykâvus ile irtibatı olan ve 1204 yılında Anadolu'ya ikinci gelişinde beraberinde birçok düşünürü getiren Mecdüddin İshak'ı kaynaklar genel itibariyle inançlarına bağlı olan, âlimlerin şeyhi ve dünyanın gözbebeği, İslâm'ın dayanağı, dinin büyüğü, aziz ve uygun dost, asi ve pak kişiliğin sahibi gibi övücü sözler kullanarak bahseder ve hem ilim hem de idarî bakımdan Selçuklu bürokrasisinde önemli görevler üstlendiğine vurgu yapılır. 1221 yılında vefat eden Mecdüddin İshak Selçuklu sultanlarından özellikle I. Gıyâseddin Keyhüsrev, I. İzzeddin Keykâvus ve Alâeddin Keykubad'ın yetişmesinde katkısı olmuştur.
Bahâeddin Veled
Bahâeddin Veled, günümüz Afganistan sınırları içinde yer alan Belh şehrinde, 1152 yılında dünyaya gelmiştir. Kaynaklarda Harzemşahlar Hükümdarı Alâeddin Har- zemşah'ın yeğeni olduğu, soyunun anne tarafından Hz. Ebubekir'e dayandığı kaydedilen ve kendisinden daha çok Sultânü'l-ulemâ olarak bahsedilen Bahâeddin Veled'in babası devrin hatip ve vaizlerinden Hüseyin el-Hatîbî'dir.
İyi bir eğitim alan Bahâeddin Veled erken yaşlardan itibaren tasavvuf yoluna girdi ve zamanında yaşanan bazı olaylardan dolayı Belh'ten ayrılmak zorunda kaldı. Kaynaklarda Belh'ten ayrılışı ile ilgili Fahreddin Râzî ile arasındaki fikrî ihtilaflar, Sultan Alâeddin Muhammed ile anlaşamaması, Moğol istilası gibi sebepler ileri sürülür.
Bahâeddin Veled Belh'ten ayrıldıktan sonra sırasıyla Nişabur, Bağdat, Mekke, Medine ve Şam'ı ziyaret ederek Malatya'ya geldi (1217). Buradan Erzincan Akşehir'e geçerek Mengücük Beyi Fahreddin Behrem Şah'ın yaptırdığı medresede bir süre kaldıktan sonra Larende (Karaman) şehrine geçti.
Bahâeddin Veled Anadolu'ya ayak basmasından itibaren eğitim ve kültür faaliyetleri içerisinde yer aldı. Larende şehrine gelince dönemin valisi Emir Musa onu sarayında ağırlamak istedi. Bahâeddin Veled bunu kabul etmedi ve medrese istedi. Onun için şehrin merkezine bir medrese yaptırıldı ve burada yedi yıl kaldı. Bahâeddin Veled burada eşini kaybetti. Daha sonra Sultan Alâeddin Keykubad'ın daveti üzerine Konya'ya geldi. Bir müddet burada yaşadıktan sonra 1231 yılında vefat etti.
Belh'te ayrılışı birçok sosyal ve siyasî sebebe bağlanan Bahâeddin Veled'in Rum diyarına geliş amacı ulvî bir göreve büründürülerek "Anadolu halkı üzerine rahmet yağdırmak" olarak ifade edilmektedir. Bahâeddin Veled'in Anadolu'da geçirdiği yaklaşık on beş yıl içinde önemli faaliyetlerde bulundu ve Selçuklu Türkiyesi'nin manevî ikliminin oluşumunda önemli roller üstlendi.