Hidayet GÜLTEKİN

Hidayet GÜLTEKİN


MESNEVİ-İ ŞERİF TERCÜMESİ

29 Haziran 2020 - 00:02

AÇIKLAMALAR ( Beyitler 1 - 700 )
B. 266. Müşriklerin Peygamber'e "Bu ne biçim Peygamber? Yemek yiyor, sokaklarda geziyor. Bir melek gönderilseydi, onunla beraber halkı korkutsaydı ya. Yahut kendisine bir hazine verilseydi, yahut da meyvalarından yiyeceği bir bağı. bahçesi olsaydı" dedikleri Kur'an'-da hikâye edilmektedir (sure: 25 — Furkan. âyet: 7-8).

B. 278-279. Musa'nın mucizesine karşılık sihirbazlar. Firavun'un huzurunda ipleri, sopaları yere atmışlar, iplerle sopalar yılan şeklinde görünmüş. Musa'nın attığı asa da bir büyük yılan şekline girerek öbür yılanları yutmuş, sonra Musa. yılanı eline alınca sopa olmuş öbür iplerle sopalar ortada görünmez olmuş, bunun üzerine sihirbazlar îmana gelmişlerdi. Tevrat'tan alınan bu vak'a Kur'an'ın birçok surelerinde hikâye edilmektedir (sure: 26 — Şuarâ, âyet: 10-68. 42-47).

B. 296. Ümm-ül Kitap Kur'an'ın 13 üncü suresi olan Ra'd suresinin son âyeti olan 45 inci âyetinde "Ve kâfir olanlar, sen peygamber değilsin derler. De ki: benimle sizin aranızda şahit olarak Tanrı, bütün mukadderatın hakikatini ve aslını bilen zat kâfidir" demektedir. Yine aynı surenin 39 uncu âyetinde "Tanrı, takdir ettiği şeylerden dilediğini bozar, dilediğini yapar. Takdirin aslı ve hakikati ona malûmdur" deniyor. Bu âyetlere nazaran beyitteki mâna denizi, Tanrı'dır. Fakat sofilerce "Vücud-u Mutlak — Mutlak Varlık" olan. yani hiçbir suretle, hiçbir vasıfla kayıtlanamıyan Tanrı için mertebeler vardır. Tanrı'nın ilk mertebesi, zatını bilmesidir ki buna "Zuhura olan meyil" ve "îktiza-yı Zatî. Akl-ı Evvel, Kalem..." gibi adlar verirler. Bu mertebe; diğer mertebeleri yani Tanrı'nın ilminde sabit olan hakikatları, Tanrı adlarını, Tanrı sıfatlarını meydana getirmiştir. Bunların zuhuru da kâinattır. Bu bakımdan kâinat, kâinat olarak yoktur, fakat Tanrı ilminde sabit olan hakikatların zuhuru olmak bakımından vardır. Her şey, Tanrı'nın zuhura olan meylinde, yani ilminde mevcut olduğundan o mertebeye "Ümm-ül Kitab — Kitabın, takdir edilen şeylerin aslı, anası" dedikleri gibi "Hakikat-ı Muhammediyye" de derler. Bu mertebeye, her zaman âlemde tek bir kişi sahiptir ki bu zat. yeryüzünde Tanrı halifesidir. Buna "Kutb-Gavs" denir.

B. 297. "Tanrı, biri tatlı, öbürü acı iki denizi akıttı. O iki deniz, birbirine ulaştı. Aralarında bir mania var.. Birbirlerine tecavüz edip taşmazlar." (sure: 55 -Rahman, âyet: 19). Mevlâna burada olduğu gibi bilhassa yine bu ciltte bu iki denizin hak ve bâtıl ehli, cennetlik ve cehennemlikler olduğunu söylemektedir (2570 inci beyitten itibaren 2603 üncü beytin sonuna kadar bu âyet tefsir edilmektedir).

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum