AÇIKLAMALAR ( Beyitler 1 - 700 )
Duvara gelince: Köydeki iki yetimin olan o duvarın altında bir define var. Onların büyüyüp defineyi meydana çıkarmaları için duvan tamir ettim. Yıkılsa zayi olacaktı." Bu batini bilgiye, anlattığımız hikâyeye telmihan ve Kehf suresinin 65 inci âyetindeki "Ledün" sözünden alınarak "İlm-i Ledün " Tanrı'ya ait bilgi" demişlerdir. Tasavvuf kitaplarında bu hikâye çok geçer ve Musa gibi ulu bir peygamberin bile batıni bilgiyi, Hızır'dan öğrenmek istemesi delil getirilerek herkese bir mürşit lâzım olduğu söylenir. Mevlâna. bu hızır ve gemi hikâyesini. Mesnevi'nin ikinci cildinin sonlarında da anlattığı gibi Sultan Veled "Veled-Nâme" de yine bundan bahseder.
B. 227. İbrahim Peygamber, gördüğü bir rüya üzerine oğlunu (İsmail yahut İshak) Tanrı'ya kurban etmeye kalkmış, o sırada gönderilen bir koçu, yine Tanrı emriyle keserek rüyada aldığı emri yerine getirmiş sayılmıştır (Sure: 37 — Sâffât, âyet: 100-105).
B. 236. Hızır - Gemi, 224 üncü beytin izahına bakınız.
B. 240. "Kötü kişi öğülürse Tanrı gazaba gelir ve bu yüzden arş titrer" Hadîs (Feyz-al Kadir I. 441).
B. 259. Cevlâki: Cevlâk, Burhan'a göre Cevlah kelimesinin Arapçalaştınlması şeklidir ve bir cins yün dokumaya denir ki yoksul kişilerle derviş ve kalenderler, bundan kalçın yaparlar. Arapçada Caelk, baş tıraş etmeye denir. Her halde bu kelime, her iki kelime ile de münasebetlidir. Cevlâkî ve Cevâlıka, Kalenderilere denir. XIII üncü asırda Anadolu'ya ve sonradan Rumeli'ye yayılan ve ekseriyetle toplu bir halde davul, nefir, kudüm, ve bayraklarla gezen bu derviş taifesi Çâr-darb olurlar, yani saçlarını, bıyık, sakal ve kaşlarını ustura ile tıraş ettirirlerdi. Hattâ bu yüzden dilimizde saçlan ustura ile taraş ettirmiye "cascavlak olmak" denmiştir.
B. 264. Sofiler, Tanrı velilerinde dereceler, rütbe ve makamlar kabul ederler. Velilerden yedi. yahut kırk kişi vardır ki bunlar, bir anda birçok yerlerde görünebilmek kudretindedirler. Meselâ kendileri bir yerdeyken başka bir yerde, yahut bir çok yerlerde görünürler, kendilerine bedel, birçok cesetler gösterirler. Bu yüzden bunlara Abdal, yahut Büdelâ denmiştir. Halk arasında bu mertebe sahipleri "Yediler" yahut "Kırklar" diye anılır. Ayrıca "Rum Abdalleri,. yahut sadece "Abdallar" diye anılır taife vardır ki Kalenderîlere. çok benzerler. Anadolu ve Rumeli'de XVII nci asra kadar tesadüf edilegelen bu dervişler zümresini Bektaşilik temsil etmiş, bu suretle abdallar, ortadan kalkmıştır. Mevlânâ'nın kastettiği. Tanrı velileri olan Abdalleridir.