B. 400. "Uyku ölümün kardeşidir. Cennettekilerse ölmezler." Hadis (Feyz'al Kadir, VI 300).
B. 403. 392 nci beytin izahına bakınız. Bilhassa 2185 inci beyitten itibaren yine bunlardan bahsetmektedir. Yine bu beyitte Tufandan bahsedilmektedir. Nuh Peygamber zamanında, onun bedduası üzerine yerden sular fışkırmış, gökten yağmurlar yağmış, herkes boğulmuş, yalnız Nuh'a inanıp gemisine girenler kurtulmuştur. Kur'an'ın 71 inci suresi olan Nuh suresinde Tufan ve Nuh Peygamberin ahvali anlatılmaktadır.
B. 422. Tanrı gölgesi, bütün varlığını Hak'ta yok etmiş ve Tanrı varlığiyle var olmuş kâmil veli. Gölgenin varlığı, gölgeyi meydana getirenin varlığındandır. Bütün hareketleri de onun hareketine tâbidir. Kâmil veli de. Tanrı'ya nispetle aynı bir gölge gibidir.
B. 424. Kıyamete yakın birçok "fitne - imtihan" lar olacağı hadîslerde bildirilmiştir. Bu fitnelerin en büyüğü, asıl büyük Deccal'ın ve ondan önce çıkacak Deccalların fitnesidir.
B. 425. "Görmez misin, Rabbin gölgeyi nasıl uzattı. Dileseydi onu sabit kılardı. Sonra gölgeye güneşi delil ettik, sonra da onu kolaycacık aldık yok ettik" (25 inci sure — Furkan, âyet: 45-46) Sofilere göre gölge kâinattır, güneş de Tanrı.
B. 426. Kur'an'da İbrahim Peygamberin Zühre yıldızını görüp "Rabbim budur" dediği, yıldız batınca "Ben batanları sevmem" deyip ondan vazgeçtiği, ay doğunca "Rabbim budur" dediği, o da batınca "Rabbim bana doğru yolu göstermezse, şüphe yok yol azıtanlardan olurum" dediği, güneş doğunca bu sefer "Bu daha büyük, Rabbim bu" dediği, fakat o da gurubedince "Ey kavim"ben sizin Tanrı'ya ortak ettiğiniz şeylerden vazgeçtim. Yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndüm, ihlâsla ancak ona yöneldim, şirk koşanlardan değilim" diyerek doğru yolu bulduğu hikâye edilmektedir (Sure: 6 — En'am. âyet: 75-79).
B. 343."İbrahim ve İsmail'den, evimi, tavaf edenlere, orada oturup ibadet eyliyenlere, rukûda, sucutta bulunanlara temiz tutun diye ahd aldık." (Sure: 2 — Bakara, âyet: 125) Sofilerce asıl Kabe ve Tanrı evi kalbdir.
B. 500 - 510. İsa Peygamber'i, Anası Meryem, bir boyacının yanına çırak olarak vermiş. O vakitler daha çocuk olan İsa'ya bir gün ustası "buradaki elbiselerin her birinde bir nişan var.
O nişana göre ne renge boyanacaksa boyarsın" deyip bazı işlerini görmek üzere gitmiş. İsa, bütün elbiseleri bir tek küpe sokmuş. Ustası gelip bunu görünce "Eyvah, elbiseleri berbadettin" deyip telâşlanırken İsa, elbiseleri birer birer çıkarmaya başlamış Her elbise, sahibinin istediği renge boyanmış olarak çıkmış. Bu mucizeyi görenler, İsa'ya inanmışlar ki "Havariyyun" bunlarmış.