Not: Toplumu bilgilendirmek adına önemli bir eserden iktibas yapılmıştır. (Sadık TEZİN İstanbul, Ocak 2014)
Süleyman Şah'tan sonra Selçuklu tahtına çıkan I. Kılıçarslan devletin başına ge- çer-geçmez fetih hareketlerini Bizans'a yönelik olarak sürdürdü. Selçukluların durdurulamayacağını fark eden Bizans imparatoru papa VII. Greigore'ye bir Haçlı seferleri başlatması için müracaat etti.
1096 yılında başlayan bu süreçte Selçuklular Keşiş Pierre'nin önderliğinde düzensiz, başıbozuk, disiplinsiz Haçlı ordusunu İzmit'te bozguna uğrattılar. Ancak arkadan gelen asıl güçleri hafife almaları Selçukluların yenilgisiyle sonuçlandı.
Bunun sonucunda batı Anadolu'da daha önce kazanılan birçok toprak kaybedildi ve devlet merkezi Konya'ya taşınmak zorunda kalındı. Bundan sonra yeni şekillenen Türkiye Selçukluları Haçlılarla özveri ile mücadele etmiş ve Anadolu'nun Türk yurdu olarak kalması için büyük çaba göstermişlerdir. Bundaki en önemli sebep Anadolu'ya göç eden Türkmenlerin geri dönmeyi hiçbir zaman düşünmemeleriydi.
I. Kılıçarslan vefat edince Melikşah (1110-1116) tahta geçti. Saltanatta bulunduğu sürede Bizans ile mücadele eden Melikşah kardeşi I. Mesud'la (1116-1155) giriştiği taht kavgasını kaybederek saltanatı ona devretti. Bizans ve Haçlılara karşı başarılı şekilde mücadele eden I. Mesud Türkleri Anadolu'ya etkin bir şekilde yerleştirdi.
I. Mesud döneminde ilk Selçuklu parası basıldı ve Konya, Niğde ve Afyon ile sınırlı olan devletin hâkimiyet alanını Eskişehir, Ankara, Çankırı, Kastamonu ile doğuda Elbistan'ı da içine alacak bir şekilde genişletti. I. Mesud'dan sonra tahta geçen oğlu II. Kılıçarslan (11551192) sınırları daha fazla genişletti ve Kayseri, Sivas, Tokat, Malatya gibi Anadolu'nun önemli yerleşim merkezlerine sahip olan Danişmendliler'i ortadan kaldırdı. Böylece Anadolu'da Danişmendli topraklarının Selçuklu topraklarına katılmasıyla hem siyasî ve millî birlik kurulmuş hem de Türkiye Selçuklu Devleti büyük bir devlet konumuna yükselmiştir.
Bu dönemde Türkmenlerin Bizans sınırlarına akınlar düzenleyerek büyük ganimet ve esirler elde etmesinden rahatsız olan Bizanslılar büyük bir ordu ile Türkiye Selçuklu Devleti üzerine yürüdüler. Miryokefalon'da yapılan savaşta Bizans ordusu yenilgiye uğradı, iki devlet arasında yapılan antlaşma (1176) Anadolu'nun Türkleşmesi açısından bir dönüm noktası olurken, Bizans'ın da Anadolu'yu geri alma ümidini ciddi oranda kırmasına sebep oldu.
On ikinci asrın bu son yarısı içinde iç ve dış siyasette istikrarı sağlamakta muvaffak olan, Anadolu'da Türk vatanının kuruluşunda, İslam dini ve medeniyetinin kökleşmesinde önemli adımların atıldığı II. Kılıçarslan döneminde ilmî ve içtimaî alanda büyük gelişme yaşandı.
II. Kılıçarslan'ın vefatıyla taht kavgalarından dolayı siyasi istikrarsızlıklar meydana geldi. I. Gıyâseddin Keyhüsrev'in ikinci kez (1205) tahta çıktığı dönemde Denizli ve Antalya yöreleri alındı ve Çukurova'daki Ermeni Krallığı devlete bağlandı.