Not: Toplumu bilgilendirmek adına önemli bir eserden iktibas yapılmıştır. (Sadık TEZİN İstanbul, Ocak 2014)
Bu çalışmada Selçuklu Türkiye'sinde yaşanılan dinî ve ilmî zümreler ile devlet yöneticileri arasındaki ilişkilerin Anadolu'nun kültür ve medeniyetine katkıları incelendi. Özellikle XIII. yüzyıl incelenmeye tabi tutuldu. Bu dönemde yaşanılan siyasi olaylar sonucunda birçok âlim ve derviş Anadolu'ya geldi. Ayrıca Anadolu'da yetişen düşünürler de oldu.
Bunun yanı sıra kısa süreliğini Selçuklu ülkesine uğrayıp da geri dönenler de vardır. Bunların hepsi Anadolu'da İslâm dünyasında var olan belirli fikirlerin ve tarîkatlerin temsilcisi oldu ve fikirlerini yaydılar. Selçuklu sultanları başta olmak üzere devlet adamları âlim ve dervişlere saygı göstererek faaliyetlerinin sürdürmelerine katkıda bulundular.
Anadolu'da tarîkatlerin kurumsallaşmasında ve yayılmasında dinî zümreler ile devlet adamlarının münasebetlerinin etkisi olmuştur. Sühreverdîlik, Yesevilik, Kübrevilik, Vefâilik gibi tarîkatlerin Anadolu'ya gelişi ve yayılışında sultan ve devlet adamlarının etkisi olmuştur.
Özellikle de Anadolu'da oluşan Mevlevîlik, Babaîlik ve Bektâşîlik gibi tarîkatler siyasi ve sosyal hayatta önemli rol üstlendiler. Sultan ve devlet adamlarının kararlarında etkin rol oynamışlardır. Ayrıca âlimler sadece sultan ve devlet adamlarının yanında yer almamış, kadılık, elçilik, gibi bürokraside önemli önemli görevleri de üstlenmişlerdir.
Devlet adamları ile âlim ve dervişler arasındaki ilişkilerin Selçuklu Anadolu'nun kültür ve medeniyetine katkıları olmuştur.
Selçuklu Türkiye'sindeki ulema-ümera münasebetlerini ele alan bu çalışmamızda konumuyla doğrudan ilgili kaynak eserlerden mahrum olsak da farklı türlerdeki eserler çalışmamıza dair zengin bilgileri kaydederek günümüze ulaşmasını sağlamışlardır. Bundan dolayı umumî tarihler başta olmak üzere dönemin tarihî ve edebî kaynaklarının her birinde konumuzla doğrudan veya dolaylı bir şekilde az da olsa dinî-ilmî zümreler ile ilgili münasebetler yer almaktadır.
Çalışmamızda en fazla başvurduğumuz kaynaklar tarih kitaplarının yanında edebî eserler özellikle de dinî muhitlerde kaleme alınmış menâkıbnâme türündeki eserlerdir. Tasavvuf tarihinde sûfilerin izhar ettikleri olağanüstü olayları hikâye etseler ve bunları mübalağalı bir şekilde anlatmayı benimsemiş olsalar da bu eserler, ait oldukları dönemle ilgili sosyal tarihe dair muazzam bir muhteva barın- dırırlar.
İyi bir akıl ve tenkit süzgecinden geçirildikten ve devrin diğer kaynaklarıyla karşılaştırıldıktan sonra, bu eserler olaylara daha farklı bakmamızı ve devre dair daha fazla bilgi edinmemizi sağladığı şüphesizdir. Tezimizin hazırlanması esnasında sıkça başvurduğumuz kaynak eserleri şöyle sıralayabiliriz:
El-Evâmîrü'l-Alaiyye fi'l-Umûru'l-Alaiyye
İbn Bîbî (ö. 1285'ten sonra) tarafından kaleme alınan bu eser Türkiye Selçuklu Devleti'nin siyasi tarihi hakkında bilgi veren en önemli kaynaklardandır. Eser ilk döneme dair pek bilgi vermese de XIII. yüzyıl Türkiye Selçuklu tarihi hakkında geniş bil¬giler içermektedir. Çalışmamız esnasında bu eserden özellikle I. Gıyâseddin Keyhüs- rev'in ikinci kez Türkiye Selçuklu tahtına çıkmasından sonra hocası Mecdüddin İshak ile yazışmaları hakkında istifade ettik.
Ayrıca Mecdüddîn İshak'ın I. İzzeddin Keykâvus'a hoca olması ve I. İzzeddin Keykâvus döneminde elçi olarak Bağdat'a gön-derilişi hakkında tafsilatlı bilgi vermektedir. Eserde ünlü mutasavvıf ve din bilgini olan Şehâbeddin Sühreverdî'nin Anadolu'ya gelişi karşılanışı ve buradaki faaliyetleri önemli yer tutmuştur. Aynı zamanda bir Türkmen dervişi olan Babaîler isyanının reisi Baba İlyas ve faaliyetleri hakkında da önemli bilgiler mevcuttur.