Not: Toplumu bilgilendirmek adına önemli bir eserden iktibas yapılmıştır. (Sadık TEZİN İstanbul, Ocak 2014)
İktisadî ve ilmî alanda önemli ilerlemeler oldu ve bu dönemde tanınmış birçok bilgin Anadolu'ya geldi. I. Gıyâseddin Keyhüsrev'in 1211 yılında vefatıyla yerine oğlu I. İzzeddin Keykavus geçti. Trabzon Rum İmparatorluğu ile savaş yapılıp imparatorluk vasal hale getirildi ve Ermeniler üzerine seferler yapılarak devletin tabiiyetine sokuldu.
Özellikle Sinop ve Antalya limanlarının fethi ile devletin denizle bağlantısı sağlandı. Böylelikle devlet deniz ticaretine başlamış ve büyük bir iktisadî kalkınma gerçekleştirmiştir. Sultan I. İzzeddin'in 1220'de vefatıyla yerine kardeşi Sultan I. Alâeddin Keykubad (12201237) geçti. Kardeşinden istikrarlı bir devlet devralan I. Keykubad ilk olarak Moğollara karşı tedbir aldı.
Ardından Alanya'yı (1222) ve Suğdak'ı (1224) fethetti. 1225 yılında Ermeni Krallığı yenilgiye uğratıldı ve birçok toprak alındı. Mengücüklü Beyliği ortadan kaldırıldı. Ahlat üzerine yürüyen Celaleddin Harzemşah Yassı Çemen savaşında yenilgiye uğratıldı (123 0). Sultan I. Keykubad döneminde Anadolu çok müreffeh ve mesut bir hayat geçirdi ve Selçuklu dinî ve sivil mimarisinin en güzel örnekleri verildi.
Sultan I. Alâeddin Keykubad'dan sonra yerine geçen oğlu (ö. 1246) II. Keyhüs- rev ile birlikte siyasi istikrarsızlıklar yeniden baş gösterdi. Amid gibi bazı yerler fethe- dilse de ortaya çıkan siyasî ve sosyal problemlerin bir türlü önüne geçilemedi. Özellikle de sosyal, siyasî, ekonomik ve dinî birçok yönü olan Babaîler isyanı devletin çöküşünü hızlandırdı. Bu durum İbn Bîbî tarafından şöyle ifade edilmektedir:
"Rûm ve Şam diyarında karışıklık, düzensizlik, istikrarsızlık, belirsizlik ve sıkıntı hakim olmuştur. îslamın beli büküldü, dinin ve devletin damarı kesildi. Dönen felek şaşkınlık içine düştü. Onun ölümünden sonra padişahlık düzeninin dizgini, ülke ve memleket işlerinin idaresi gerileyip bozulmaya başladı. Bütün işler kötüye gitti, halkın ve askerin durumu bozuldu. Ülkenin düzeni alt üst ol- du".
Babaîler isyanında gerekli reaksiyonu gösteremeyen Selçuklular Kösedağ'da karşılaştıkları Moğollara yenilerek siyasi tarihlerinin en büyük bozgunlarından birini yaşadılar. Bundan sonra Anadolu'da fiilen Moğol dönemi başladı. Bu dönemde Celaleddin Karatay, Sahip Ata, Pervane Süleyman gibi önemli devlet adamları Moğollarla iyi ilişkiler kurarak Anadolu'nun bozuk siyasi istikrarını temine çalıştılar.
Vezir Pervâne Süleyman'ı idam edilmesinden sonra (1277) Selçuklu devleti İlhanlılar tarafından gönderilen devlet adamları tarafından yönetilmeye başlandı ve Anadolu'ya aileleriyle birlikte birçok Moğol askeri geldi. Ardından Selçuklu sultanları İlhanlı hükümdarları tarafından belirlenmeye başlandı. Ahmed Teküder İlhanlı hükümdarı olunca ülkeyi II. Mesud ile III. Keyhüsrev arasında taksim etti. İlhanlı hükümdarı Argun döneminde ise II. Mesud Selçuklu sultanı ilan edilirken III. Keyhüsrev öldürtüldü. II. Mesud döneminde ülke Moğol kumandan ve valilerin tahakkümü altına girdi, ağır vergiler ödemek zorunda kalan halkın ekonomik durumu bozuldu. İlhanlı hükümdarı Gazan Han II. Mesud'u hükümdarlıktan uzaklaştırıp Hemedan'da ikamete mecbur etti (1296). İki yıl sonra yerine III. Keykubad'ı tahta çıkardı (1298). 1302 yılında III. Keykubad'ın tahtan uzaklaştırılmasıyla yeniden tahta çıkarılan II. Mesud 1308 yılında vefat etti. Ardından Selçuklu tahtına çıkartılan sultanın Moğollar ve halk tarafından tanınmamasından dolayı II. Mesud son hükümdar kabul edilmektedir.