Hiç misafir oldunuz mu?
Olmadıysanız ne yapın edin kendinizi davet ettirin. Ben, Şifa Çiçek kardeşim sayesinde temas ettim çarpıcı ritüelleri olan bu gruba.
Her Salı 07.50’de istisnasız buluşan ekip, üye ve konukları kapıda karşılayarak tek tek tokalaşıp, selamlaşıyor. Tokalışırken dikkat etmelisiniz sarılmak ve öpüşmek yasak. Bu uygulamayı çok beğendim, başka guruplara da örnek olmasını diliyorum. Son katılımcı gelinceye kadar büyük bir U oluşturuyorsunuz. Kahvaltı salonuna geçerken önceden hazırlanmış havlularla dezenfekte ediyorsunuz ellerinizi. İşte hijyen bu dedim kendi kendime.
Kahvaltı eşliğinde bir muhabbet, bir sohbet “Hababam sınıfının Damat Ferit’i” gibi hissettim kendimi. Beni tanıyanlar bilirler, bu toplantıda baldan kaymağa domatesten zeytine lezzet şölenine dalardım dalmasına da bu gruba haksızlık edemem. Kahveyle finali yapılan kahvaltının ardından 15 dakikada yan mekanda toplantı sonrası sohbet var ki, o başka bir yazı konusu.
Başkan katılımcıları takdim ederken konukların vizyon ve etiketine bakmaksızın zamanı kıymetli değerlendirmek adına 5-3-1 dakikalık söz hakkı tanıyor. Bana ayrılan 1 dakikalık süreyi teşekkür ederek geri kalanını baş konuğun kullanması için iade ettim.
İnsanın yanında yaşlanmayacağını iddia ettiğim Muharrem Koç, katılımcılara çeşitli espirilerle pozitif enerji veriyor. Örneğin; İtfaiye Şube Müdürü Levent Okutan’ı takdim ederken “hani o projelere imza atmayan varya…” ifadesinin ardından Rahmetli Erol Taş’ı dualarla yad etmeme sebep olan o kahkahayı tebessümle hatırlıyorum. Baş konuk İtfaiye Daire Başkanı Ahmet Kısa söz aldığında bu hususu yeniden hatırlatması üzerine Başkan Muharrem Koç’un “espiri” diye açıklık getirmesi çok önemliydi.
Başkan Koç, programı iki temel dayanak üzerine oturtmuştu.
Yangın ve ruhsat.
Yarın ki haberimizde İtfaiye Daire Başkanı Ahmet Kısa’nın açıklamalarının detaylarını bulacaksınız. Biz haberde yazılmayanları konuşalım. Dileriz ki devletimizin ve milletemizin hiçbir kurumunda yangın olmasın ve hiçbir dosya yada mal yanmasın.
Gelelim Ruhsat meselesine… Her 3 dakikada bir sözün dönüp dolaşıp ruhsat meselesine geldiğini farkeden tüm konuklar tempo halinde “Ahmet Başkan ruhsatı ver” diye tempo tutmaya hazırlanıyorduk ki, nedendir bilinmez Başkan Koç sözü SGK’nın kaçağına getiriverdi. SGK’dan yanıbaşımda bulunan Ali Sarıtepe “SGK’nın kaçağı yoktur” diyerek, bütün merakları giderip Başkan’a cevap verdi.
Velhasılı, Salı Grubu her şeyiyle farklı bir grup. Bir kere Başkan eli maşalı ya da sopalı biri değil. Elinde bir şey var. Ne var diye sormayın? Kesin olarak bilemiyorum. Kalemde olabilir bir işaretleyicide. Çünkü gurupta kim afacanlık yapsa başkan derhal elinde yeşil ışık saçan o nesne ile işaretleyip “söyle bakalım en son ne dedim?” diye soruyor.
Salı Grubu’nu hiç bilmezmişim. O iş adamı ve iş dünyasının temsilcileri muhabbet ve eğlenceli bir buluşma yaşarlarmış da habersizmişiz.
Şahsen ben başkan kontenjanından ayda bir katılmaya gönüllüyüm. Sizi de beklerim.