100. Şeytan “Şeytan’dan Allah’a Sığınıyorum”
(9. Kanca - Şehvet’e düşüş)
“Her ne zaman şeytandan sana bir vesvese gelecek olursa, hemen Allah'a sığın! Çünkü o duaları işitip icabet eder ve her şeyi bilir.” Şeytanın şerrinden Allah’a sığınırız. Nefs ve rûh, şeytanın ve meleğin ilkâda bulundukları bir mekândır. Melek kalbe takvâ aşılar, şeytan ise nefse kötülük aşılar. Böylece nefs, kalbin organlara devamlı olarak kötülük yaptırmasını ister.
Bedende akıl ve hevâ denen iki yer daha vardır. Bunlar, kendisine hâkim olanın istediği gibi hareket ederler. Şeytana uyan kişi ise nefsine uymuştur, bu da onu şehvet derekesine düşürür. Böyle bir kula düşen, Allah’ın rahmetinden ümidini kesmemek, tekrar tekrar tövbe ederek yolculuğa yeniden başlamak, himmet ve azmini yenilemek, önceden düşmüş olduğu hataya düşmekten kendisini korumaktır. “Mümin, bir delikten iki kere ısırılmaz.”
101. Visâl-i Hakk “Hamdolsun Rabbime Kavuştum”
Yolcu, visâl-i Hakk’a erdiği zaman, visâle erdiği Hakk Teâlâ’nın, taayyünden, taalluktan, takyîdden ve tekayyüdden münezzeh olduğunu bilir. Mevlânın, olduğu gibi dâim olup, O’nun gayrısında olanların hakikatte yok olduğunu anlar ve visâl-i Hakk’a vâsıl olan Habîbullah’ın dediği gibi der: Sübhâneke mâ arafnâke hakka ma’rifetike yâ Ma’rûf, Sübhâneke mâ abednâke hakka ibâdetike yâ Ma’bûd, Sübhâneke mâ zekernâke hakka zikrike yâ Mezkûr, Sübhâneke mâ şekernâke hakka şükrike yâ Meşkûr. “Ey bütün varlıklar tarafından bilinen Rabb'im, Seni bilinmesi gereken ölçüde bilip tanıyamadık. Ey yalnızca kendisine ibadet edilen Allah'ım! Sana hakkıyla kulluk edemedik. Ey bütün varlıklar tarafından zikredilen Rabbim! Seni hakkıyla zikredemedik. Ey yalnızca kendisine şükredilmesi gereken Allahım! Sana hakkıyla şükredemedik.”
NECMİ ATİK KİMDİR?
1967 Almanya doğumlu olan yazar, ilkokulu Almanya, ortaokul ve liseyi Yalova İmam-Hatip Lisesi’nde birincilikle bitirdi. Yüksek tahsilini Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tamamladı. Yüksek lisansını, İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı Türk İslam Edebiyatı Bölümü’nde “Cevâhiru’l-Ebrâr min Emvâci Bihâr” konulu teziyle Ahmed Yesevî hazretleri üzerine yaptı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır ile alakalı yaptığı çalışmaları sonucu doktora tezinin konusu da “Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hayatı, Eserleri ve Divançesi” üzerinedir. Hafızlığını 1985 yılında tamamlayan yazar, fakülte yılları boyunca Hattat Hamid Aytaç’tan icâzetli hocası Hattat Fahrettin Bilgiç’ten (ö.2013) hüsn-i hat meşk ederek icâzetnâmesini aldı. Yine hocası, Hattat Hamid Aytaç’tan icâzetli Hattat Ali Hüsrevoğlu’ndan da hüsn-i hat icâzetnâmesi aldı.
Antalya’da, kurucusu olduğu Antalya Güzel Sanatlar Merkezi’nde (Hüsn-i Hat, Tezhip, Minyatür, Ebru, Kaligrafi) hüsn-i hat dersleri veren yazar, şu ana kadar dokuz talebesine hüsn-i hat icâzetnâmesi verdi. Klasik usuldeki medrese müfredâtı derslerini hocası Ali Haydar Çetintürk’ten tamamlayıp icâzetini alan yazar, söz konusu merkezde klasik usul eğitimle birlikte, Arapça ve Osmanlıca dersleri vermektedir. Hukuk Fakültesi’nde İslam Hukuku ve Osmanlıca dersleri veren yazar, çeşitli resmî ve gayr-i resmi kurumlarda hüsn-i hat dersleri vermekte ve projeler yürütmektedir.
Yazar, cami mimarisi proje ve uygulamalarının her aşamasını içine alan konularda resmî ve özel kurumlara danışmanlık hizmetleri de vermektedir. Yurtdışında ve ülkemizin çeşitli illerindeki üniversitelerde ve camilerde hüsn-i hat yazıları ve tezyinâtı üzerine proje ve uygulaması yapılmış ve yapılmaya devam eden tasarımları vardır.
Antalya’da kırk STK’nın bir araya gelerek İlahiyat Fakültesi ve Akdeniz Üniversitesi Camii’nin inşası için kurduğu ve kurucuları arasında yer aldığı “İlâhiyât-Der” de 2010-2017 yılları arası başkanlık görevinde bulunmuştur. Antalya’nın Selçuklu ve Osmanlı dönemi ile alakalı araştırmalar yapan yazarın, hüsn-i hat alanında çeşitli sergileri, muhtelif konularda yayınlanmış kitapları ve makâleleri bulunmaktadır.