68. Cihad “Senin de Benden Râzı Olman İçin Gayret Ediyorum”
Gayret etmek, bir işi yapabilmek için bütün imkânları kullanmak, yolcunun nefsini zabt u rabt altına alması için vermiş olduğu mücadeledir cihâd. “Küçük cihaddan, büyük cihada döndük” anlayışında olmaktır cihad. Küçük cihad, düşmana karşı cephede verilen cihaddır. Büyük cihad ise, nefsin hevâsına karşı verilen cihaddır. “Hevâsı benim getirdiğim hükümlere tâbi olmadıkça hiçbiriniz (tam anlamıyla) iman etmiş olamaz.” Cihad ise ilimsiz yapılamaz.
69. İlim “Rabbimi Tanımaya Çalışıyorum”
(11. Ok - Muhammedî Mülk’e yükseliş)
Dünya ve âhiret ile ilgili ve akılla alâkalı hakîkatleri bilmektir ilim. Âlim, ihâta eden, idrâk eden ve tasavvur edendir. Mâlûm ise, bilgisi nefse nakşedilen şeyin zâtıdır. İlmin yüceliği, mâlûmun yüceliği ölçüsündedir. Şüphe yoktur ki mâlûmların en faziletlisi, yücesi, üstünü ve şereflisi, yaratıcı, var edici, Hakk ve Vâhid olan Allah’tır. Bu ilim kişiyi : “Allah’a and olsun ki ben içinizde Allah’ı en iyi bileninizim ve Allah’tan en çok korkanınızım” buyuranın Muhammedî Mülk’üne, gerçek kulluğa eriştirir insanı. “Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescidi Haram'dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescidi Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur.” Bu ilim yerleşmezse. kişi iman makâmına sevkolunur.
70. İman “Gerektiği Gibi İman Ettim”
Birini söylediği sözde tasdik etmek, söylediğini kabul etmektir iman. İman gönül huzuru ile benimsemek, dil ile ikrâr, kalp ile bilip tasdik etmek ve organlarla yerine getirmek, emre itâat etmektir. İsyan ve Hakk’a muhâlefet etmekle îmânın faydası olmaz. Kâmil mânâda îmân; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kaderin hayrına ve şerrine îmândır. Muhammedî Mülk’te nefis, azîmetlerle amel ederken, kâmil ve gaybî îmanla yetinip ruhsatlarla amel eden ise şeriat menziline gelir.
71. Şerîat “Dinimin Emir ve Yasaklarını Öğreniyorum”
Doğru yol, Hakk din yolu, büyük ve geniş cadde, aydınlık ve ışık demektir şerîat. “Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.” Şerîat, îmânın vasıflarını kapsayan on iki haslettir. Bunlar; Kelime-i şehâdet, beş vakit namaz, zekât, oruç, hac, cihâd, emr-i bi’l-ma’rûf nehy-i ani’l-münker, cemâat, istikâmet, helâl yemek, Allah için sevmek, Allah için buğz etmektir. Bu hasletlerle vasıflı kişi bir yola, tarîkata girer.