1 Kasım 1952'de Ankara'da yayımlanmaya başlanan "Mavi" adlı derginin etrafında Attilâ İlhan öncülüğünde toplanan; Ferit Edgü, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü ve Tahsin Yücel gibi sanatçıların oluşturduğu bir edebi topluluktur.
Bu şairler, Garip Akımı'na ve Orhan Veli'nin şiir anlayışına karşı çıkmışlar, şairane bir sanat anlayışını benimsemişlerdir. Adını dergiden alan hareket, Maviciler olarak adlandırılmış ve Attila İlhan'ın "Sosyal Realizmin Münasebetleri yahut Başlangıç" adlı makalesiyle bu karşı çıkışı dile getirmişlerdir.
Şiirin basit olamayacağını, zengin benzetmelerle bir derinliğinin olması gerektiğini belirtmişlerdir. Şiirin açık olamayacağını, anlam kapalılığının nazmı nesirden ayıran en temel özellik olduğu fikrindedirler. Toplumcu gerçekçilerden farklı olarak bireyselliğin de yansıtılması gerektiğini savunmuşlardır.
Maviciler başlangıçta Anadolu'yu bütün yönleriyle edebiyata yansıtacakları iddiasıyla ortaya çıkmışlar, "Ulusal Sanat"tan yana olmuşlar, halk şiirine yakın durmuşlardır. Maviciler, Attila İlhan'ın bu dergide yayımladığı yazılardan sonra bu anlayıştan sapmışlardır.
Daha sonra Özdemir Nutku'nun yönetimine geçen Mavi dergisi sosyal realizm konulu yazılara yer vermiş, toplumsal gerçekçiliğin sözcüsü olmuştur. Dergi Nisan 1956'da 36. sayıdan sonra kapatılmıştır.
MAVİ HAREKETİ (Makale)
Garip hareketine karşı çıkanlardan biri de Atillâ İlhan'dır (d. 1925). Mavi dergisinde "Sosyal Realizmin Münasebetleri yahut Başlangıç" adlı yazısında (sayı 21, 1 Temmuz 1954) Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet'i "bomstiller" diye nitelemiştir. Aynı derginin yazarlarından Ahmet Oktay (d. 1933) "Orhan Veli'nin Yeri" (sayı 26, Ocak 1955) adlı yazısında "Orhan Veli eksik bir öncü ve eksik bir şairdi" hükmüyle, Garip akımının sığlığını anlatmıştı.
Daha sonraları Mavi dergisindeki bu yazılardan hareketle bir yeni akım sayılmak istenmişse de, bu görüş rağbet bulmamıştır. Onlar Birinci Yeni hareketine karşı çıktıkları için bir bakıma İkinci Yeni 'nin öncüleri olarak değerlendirilmişlerse de Atillâ İlhan, buna da karşı çıkmış ve İkinci Yeni'yi "yozlukla" itham etmiştir.
Atillâ İlhan, Türk şiirinin "Batılı ve Türk olabilen bir esthetique (estetik) bir bileşime varabilme sorunu" içinde olduğunu, ancak önce Garip sonra İkinci Yeni hareketinin şiirimizi "yozlaşmaya" götürdüğünü söyler.
Bu hüküm, kendisi de şiir üzerinde düşünen bir şair olarak Atillâ İlhan'ın şahsi görüşünü yansıtmaktan öte gitmez. Zira bütün sanat faaliyetleri gibi şiir de ancak yaratıcıları ile ortaya çıkar. Onun hakkında verilecek hükümler de zamana dayanıklılık ölçüsünde büyük önem taşır.
Kaynakça: Prof. Dr. İnci Enginün, Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri, Türk Dili Türk Şiiri Özel Sayısı, S.606-607.