Kaydar (Kureyş soyu) Sâmilerin İlk Halkası
Sâmi kavimlerin ilk halkasından kastedilen, muhtelif sebeplerden Babil, Mısır ve Suriye'ye göç etmeye mecbur kalmış Arabistan'ın ilk mukîmleridir. Arap tarihçiler, göçten sonra tarihten silindikleri için onlara "Ümem-i Bâide" (Yo- kolmuş milletler) demektedirler.
Bazı tarihçiler ise onlara Arab-ı âribe (Saf Araplar) ismini vermektedir. Yahudiler ve diğer bazı kavimler yanlışlıkla onlara Amelikler (Amâlika) demişlerdir.
Avrupalı arkeologlar, Sâmi kavimlerin farklı halkalarını isimlendirmekte yetersiz kalışlar ve onları muğlak bir ifadeyle, Sâmi olarak tanımlamışlardır. Buna karşılık Araplar, Sâmileri farklı farklı adlarla anmaktadırlar.
Ad, Semûd, Cürhüm, Lahmid, Tasm ve Cedisler, Arabistan'ın en eski kavimleridir. En büyük ve güçlü kavim olan Adlar, tüm Arabistan'a hükmetmişlerdi. Arap rivayetlerine göre, bu halk Arabistan, Babil ve Mısır'da devletler kurmuştu. Arap tarihçiler umumiyetle, Adların ve onlara yakın kavimlerin şecerelerini Sâm'ın oğlu Aram'a kadar götürmektedirler.
Fakat hangi kabilenin Âramî kavmin hangi şubesinden geldiği sorusunun cevabını vermek oldukça zordur. Şecere uzmanları bu konuda öylesine farklı görüşler belirtmektedirler ki, kesin bir neticeye varmak neredeyse imkânsızdır.
Meşhur tarihçi İbn-i Haldûn, bu meseleyi çözmeye çalışmış, ancak çok az bir ilerleme kaydedebilmiştir. Ama yine de Sâmi kavminin Sâm'dan geldiği ve içinde Aramî unsurların hâkim bulunduğu çok açıktır. Arapça, bünyesinde bir çok Âramî kelime ve tâbir ihtiva etmektedir. "Mekke" kelimesi de Âramicedir. Bugüne kadar gelebilen Semud yazmalarının da Ârami alfabesiyle kaleme alındığı görülmektedir.
İbn-i Haldûn şunları yazmaktadır:
"Önceleri Ad, Âd-i Aram olarak bilinmekteydi. Yok olduklarında, Semud'a Semud-u Aram denmeye başlandı. Semud da yok olduğunda Nemrutlara Nemrud-u Aram dendi."
Sâmi kavimlerini incelediğimizde, içlerindeki en güçlü kabilenin Âdlar olduğunu görürüz. Âd kavmini hayali ve mitolojik bir millet olarak gören eski tarih uzmanı bir kısım Avrupalı yazarlar, bu konuda tamamen yanılmaktadırlar.
Bu hususta elde edilen yeni bugular, Arabistan'ın ilk mûkimlerinin (yani Sâmilerin) sayıca çok fazla olup, Babil, Mısır ve Suriye'de büyük devletler kurduklarını ispatlamıştır. Araplar, bunların hepsine birden "Ümem-i Bâide" demekte, ayn ayn olarak da Âd, Semûd, Tasın, Cedis vs. şeklinde isimlendirmektedir.
En hakiki bilgi kaynağımız olan Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır:
"Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Ad kavmine, direkleri (yüksek binaları) olan, ülkeler arasında benzeri yaratılmamış İrem şehrine?"
"Düşünün ki, O sizi, Nuh kavminden sonra onun yerine getirdi ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı."
Ad Kavmi
Ad İsmi. Sâmi dilleri arasında en eskisi İbranicedir. İbranice'de âd kelimesi "yüce ve ünlü" V anlamlarına gelmekte olup, Aram ve Şem kelimeleri de yine aynı mânâyı taşımaktadır. Arapça'da da Aram kelimesi, tepe ve işaret taşı anlamlarına tekabül etmektedir. Eski Ahit'te âd kelimesi erkekler, âdeh kelimesi ise kadınlar için kullanılmaktaydı. Buradan eski devirlerde bile âd tabirinin sıkça kullanıldığını anlayabilmekteyiz.