Kur'ân'da Âd Kavmi
Ad kavminin dünyanın en eski medeniyetini kuran büyük bir halk olduğu şimdiye kadar yazdıklarımızla açığa kavuşmuş olmalıdır. Ad kavmi, Asya ve Afrika coğrafyasına yayılarak, büyük sanatkârlıklannın tezahürü mahiyetinde dev konaklar ve sarayvarî binalar inşâ etmişlerdir.
Tabiatıyla, Ad kavminin yükseliş ve çöküşü, Araplar için bir ikazdı. Kur'ân'da, Ad kavminden sık sık bahsedilmekte olup, bunlardan bir kısmı aşağıdadır:
"Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine, direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem şehrine?"
"Düşünün ki, O sizi, Nuh kavminden sonra onun yerine getirdi ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı."
Hz. Nuh'tan sonra oğlu Sâm'ın neslinin (yani Sâmilerin) devletlerini Arabistan ve civan memleketlerde kurduhlan çok iyi bilinen bir gerçektir. Buradan da Ad kavmi ile Sâmilerin aynı halk olduğu neticesine varabiliriz.
"Âd'a gelince, onlar yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve 'kuvvetçe bizden daha büyük kimmiş?' dediler."
"Rabbim sizin yerinize diğer bir kavmi getirir de O'na hiç bir şeyle zarar veremezsiniz." Burada Kur'ân, Ad'ın büyüklüğünü doğrulamaktadır.
"(Siz) her tepede cehalet eseri anıtlar, tapınaklar mı yükselteceksiniz? Sonsuza kadar yaşayacağınız kuruntusuyla, sapasağlam mâlikâneler mi edineceksiniz?"
"İşte onlar o hâle geldiler ki, meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu."
Yine burada Kur'ân, Ad kavminin eşsiz mimarî maharetini teyid etmektedir. Ad kavminin memleketi olarak genellikle Yemen gösterilse de, kesin bir yer ismi vermek mümkün değildir. Kur'ân, şu âyetle Ad ülkesinin bugünkü Ahkâf (kum tepeleri) çölünde bulunduğunu belirtmektedir:
Hani o Ahkâftaki kavmini "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. Hakikat, ben üzerinize (gelecek) büyük bir günün azabından korkuyorum" diye tehdit etmişti.
Hz. Hud'un Peygamberliği: Hud (a.s.), Allah tarafından Ad kavmine doğru yolu göstermek üzere vaziflendirilmişti
Ad kavmine de kardeşleri Hûd'u (gönderdik). O, (kavmine şöyle) dedi: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin. Sizin Ondan başka hiç bir ilahınız yoktur. (Hâlâ Allah'tan) korkmayacak mısınız?
Kavminin ileri gelenlerinden kâfir bir topluluk da: "Doğrusu biz seni aklı kıt biri olarak görüyoruz, seni muhakkak yalancılardan sanıyoruz" dedi. (Bunun üzerine Hûd): "Ey kavmim, dedi, ben aklı kıt biri değil, âlemlerin Rabbinden gönderilmiş bir peygamberim. Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size dürüst ve güvenilir öğütler veriyorum."
"Sizi uyarabilsin diye kendi içinizden birinin eliyle; Rabbinizden size bir haber gelmesini yadırgıyor musunuz, niçin? Hiç değilse, sizi nasıl Nuh toplumunun yerine getirdi ve sizi maddî varlık olarak nasıl kat kat üstün güçlerle donattı, bunu hatırlayın. O halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki, kurtuluşa erebilesiniz."
Şöyle cevap verdiler: "Bir tek Allah'a kulluk edelim de atalarımızın kulluk edegeldiği bütün öteki tanrıları bırakalım diye mi bize geldin? Eğer doğru sözlü biriysen, haydi getir (de görelim) bizi tehdit edip durduğun azabı!" (Hûd): "Zaten Rabbinizin müstehak gördüğü ürkütücü bir bela ve gazapla kuşatılmış durumdasınız!" dedi. "Şimdi, Allah'ın haklannda hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve atalarınızın uydurduğu o (boş) isimler hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? Bekleyin öyleyse; doğrusu ben de sizinle bekleyeceğim."
"Âd (kavmine) gelince, onlar, doğru olan her şeye karşı (çıkarak) yeryüzünde küstahça dolaştılar ve "Bizden daha güçlü kim varmış?" diye böbürlendiler. Hayret! Onları yaratan Allah'ın kendilerinden daha güçlü olduğunu görmediler mi? Ama onlar mesajlarımızı reddetmeye devam ettiler."
''Ve Âd'ın kardeşini ki ondan evvel de ondan sonra da uyarıcı peygamberler gelip geçmişti hatırla. Hani o, Ahkâftaki kavmini, 'Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. Hakikat ben üzerinize (gelecek) büyük bir günün azabından korkuyorum' diye tehdit etmişti. Dediler ki: 'Sen bize, bizi tanrılarımızdan döndürmen için mi geldin? Öyleyse bizi tehdit etmekte olduğun şeyi eğer doğru söyleyenlerdensen, getir bize!' (Hûd): '(Bunun) ilmi ancak Allah nezdindedir. Ben size gönderildiğim şeyi tebliğ ediyorum. Fakat ben sizi cahiller gürûhu olarak görmekteyim.' dedi"
Hidayet GÜLTEKİN