Pers Kaynaklı Deliller: Persler, Arapların, Irak ve Babil'in eski hâkimleri olduğunu söylemektedirler. Cemşid'den (Nuh'un oğlu Sâm'ın çağdaşıydı) sonra, bir Arap olan Dehhâk, bu ülkeleri işgal etti. Ayrıca Araplar da, meşhur tarihçi Taberi'nin belirttiği üzere bu hadiseyi doğrulamaktadırlar:
"Yemen halkı, hükümdar Dehhâk bin Elvân'ın kendi milletlerinden olduğunu iddia etmektedirler ... Ayrıca, Hz. İbrahim doğduğunda hüküm süren ve onun yakılmasını emreden Nemrud'un da Dehhâk olduğu söylenir."
En güvenilir Pers vakanüvisti olan Firdevsi, Şahnâme isimli eserinde, Dehhâk'ın 1000 yıl iktidarda kaldığından bahsetmektedir. Eski Ahit'ten Deliller: İsrailoğullarının atalan Hz. İbrahim'in devrinden evvel Babil'de yaşamışlar ve M.Ö. 2500'lerden itibaren bu ülkenin halkıyla yakın münasebet kurmuşlardır. Eski Ahit'te şunları görmekteyiz:
"Ve Kuş'un oğullan: Sebe, ve Havila ve Sabta, ve Ra- ama, ve Sabteka; ve Raama'nın oğulları: Şeba ve Dedan. Ve Kuş, Nimrod'un babası oldu; o, yeryüzünde kudretli adam olmaya başladı. O, Rabbin indinde kudretli avcı idi; bundan dolayı: Rabbin indinde Nimrod gibi kudretli avcı denir. Ve onun krallığının başlangıcı Şinar diyarında Babil, ve Erek (Irak), ve Akkad ve Kaine idi."
Konusuna oldukça vâkıf Alman tarihçi Duncker, Kitab-ı Mukaddes'ten alınmış yukarıdaki bölüme yönelik açıklamasında, Tekvin'de kullanılan Kuş tabirinin güney bölgelerinde yaşayan tüm milletleri, yani Etiyopyalıları, Nübyelileri vs. kapsadığını; Güney Arabistan kabilelerinden de Kuş'un Babil'i kurup, Basra Körfezi kıyılarına yerleşmiş o torunlarının kastedildiğini söylemektedir .
Babillilerden Gelen Deliller: M.Ö. 400'lerde Ba- bil'de yaşamış Bruşes isimli Keldanî tarihçi, eski Babil üzerine bir tarih kitabı kaleme almıştır. Kitap kayıp olmasına rağmen, Yahudi ve Yunan müellifler eserlerinde bu kitaptan sık sık iktibaslar yapmışlardır. Bu iktibaslardan birisi Babil hükümdarları ile alâkalı olup, buna göre Babil'deki Arap kralların sayısı dokuz, hükmettikleri süre ise 225 yıldı. Aşağıdaki tablo Babil'in eski hükümdarlarının iktidar sürelerini göstermektedir:
Arkeolojik Kaynaklar ve Deliller: Babillilerin ve Arapların ifadelerinden bütün derleyebildiğimiz, çok eski bir tarihte Sâmilerin bir bölümünün Irak'ta hüküm sürmüş olduğudur. Fakat günümüzde arkeoloji ilminin yardımıyla kayıp Babil medeniyeti gün ışığına çıkmakta, Babil ve Asur'da bulunan her taş, onların muhteşem geçmişlerine şâhitlik etmektedir.
Babil'de bulunan yazmalar, dil bilimi açısından Sâmice ve Sâmice-olmayan diye iki kısma ayrılabilir. Bu yazmalar, Babil'in ilk mûkimlerinin milliyetini öğrenmemiz konusunda bize yardımcı olmaktadır. Bu yazmaların bir kısmı, hükümdarların doğum, ölüm vs. tarihlerini içerirken, bazıları bunları zikretmez. Tarihlerin olmadığı yazmalarda da tarihler mukayese ve hârici delillerle ifade edilmiştir. Sâmice olmayan yazmalar, anlaşıldığı kadarıyla Sâmice yazmalardan daha eskidir. Buradan, Sâmi olmayan kavimlerin Babil'e Sâmilerden önce yerleştiği ortaya çıkmaktadır. Sâmice olmayan yazmalar, Sümerce veya Akadça'dır. Sâmice olmayan yazmalann diline İngiltere'de Akadça, Avrupa ve Amerika'da da Sümerce denir. İşgalciler, Sümerlilerin din ve kültürlerini benimsediklerinden Sümerce'deki tâbirler Sâmi mâbetlerinde bolca kullanılmaya başlanmıştı.
O dönemin Babil yazmalarının tümünü tarih sırasına göre inceleyecek olursak, M.Ö. 4000'lerin başında Sâmice kelimelerin Sümercenin içine sızmaya başladığını, bu sürecin Sümerce neredeyse bir Sâmi lisanı olana kadar devam ettiğini görürüz.
Yine Sümerce yazmalann, nihayetinde Elamî harflerini benimseyecek şekilde bir değişimden geçtiğini görmekteyiz. M.Ö. 3500'lerde yazmaların lisanı artık tamamen Sâmiceydi. Buradan, Babil'in ilk sakinlerinin Sümerler ve Akadlar olduğunu, onlardan sonra Arabistanlı Sâmilerin bu ülkeye akın edip, bir süre sonra orada kendi idarelerini kurmayı başardıklarını anlıyoruz.