Yarım kalmış bir aşkın mahzun öyküsüdür Kesik Minare (Korkut) Cami.
Antalya da yaşam olduğu andan itibaren önce Pagan tapınağı olarak sonra Kilise ve nihayetinde Antalya fethinin vakfedilmiş nişanesi Camiden bahsediyorum. Bir çok dinde ve dilde insanların Allah’a dua ettiği bu önemli mekânın özgürlük günü gelmedi mi? Ezansız, Kıyamsız yüzyıllarını müminsiz geçiren FETİH CAMİ hangi esrarengiz eller tarafından müminsizliğe mahkum edilmektedir.
Beyazid’in oğlu Sultan Korkud tarafından camiye çevrilmiş ve yapıya bir minare eklenmiştir. Minarenin ağaç kısmı XIX. yüzyılda çıkan bir yangında yanmış ve o zamandan beri Kesik Minare adı ile anıla gelmiştir. Halen harap bir durumda olan Cami kullanılmamaktadır.
Bir duam var: “Cami derhal tabiri caiz ise yıldırım hızıyla ibadete açılmalı, açılış bir cumaya isabet ettirilip Diyanet İşleri Başkanı sy. Mehmet Görmez bu fethin nişanesi Camide Sultan Korkud’u dualarla yad etmelidir. Aslına uygun Korkut Cami adıyla bu vakfiye yeniden müminlere teslim edilmelidir”
Şehzade Korkut’un Antalya’yı fethiyle 1470 tarihinde ilk ezanı muhammediyenin okunduğu ve sonrasında fethin mührü olarak Cami olan ve nice müminin kıyama durup dua ettiği Antalya’nın simgelerinden olan Korkut Cami antik Bizans ve Selçuklu kalıntılarıyla eşine az rastlanan nadide bir incidir. Antalya İl Müftüsü Osman Artan ve Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyinn Çoşar’ı sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu eşsiz incinin ezansız bir vakit dahi geçirmesine musade edilmemeli. Kesik Minareden merkezi sistemle ezan sesine kavuşturulmalıdır. Sadece kapısından bakabildiğimiz ecdad vakfıyesi yürekleri daha ne kadar kanatacaktır. Cami olarak vakfedilen mekanların müminsiz bırakılma gerekçeleri ne kadar samimidir. Antalya’da Müslümanlara ait ilk Cami olan bu mekanın ezansızlığına son verenlere hepimiz dünyada ve ebediyette şahitlik etmeye hazırız.
Dünü hatırlayacak ve hatırlatacak olursak 16 Ağustos 1895 gecesi çıkan bir yangın sonucunda minare ve cami Kaleiçi'deki 300 evle birlikte harap olmuş; minaresinin ahşap olan külah kısmı da yandığı için bu yapıya halk tarafından "Kesik Minare" adı verilmiştir. Halk arasında böyle denilsede yeniden ibadete açılırken Korkut Cami denilmeli Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü işbirliğiyle 19 ilçemizde tanıtımı yapılmalıdır.
Antalya'nın en görkemli camisi sayıldığı için 'Cami-i Kebir' de denilen bu camide devlet erkanı ve kentin ileri gelenleri 1895 yılına kadar cuma namazlarını kıldıkları için, aynı zamanda bu camiye 'Cumain Camisi'; önündeki alana da 'Cumaönü Meydanı' denilirdi. Her Cuma, resmi makamlar ve bunların arasında Mutasarrıf cemaatle birlikte gelir, Cuma namazını bu camide kılarlardı. Yine, yeni, yeniden bu görüntülerin yaşanması için kentin tüm dinamiklerini bir arada olmaya davet ediyorum.
1895'teki Kaleiçi'ndeki büyük yangına kadar cami olarak kullanılan bu vakfedilmiş Camiinin ezana ve müminlere kavuşma vakti gelmedi mi? 121 yıllık ezanı muhammediyesiz ve müminsiz ayrılığa son verilsin.