Dostum Av. Hatice Can Balakan’ın sosyal medyadan seslendirdiği ve sonrasında kaleme aldığı düşünceleri, zamanımızı ne güzel anlatıyor. Bugün sayfamda onun fikirlerini misafir edeceğiz.
Günümüzde bakıyorum da kirletmediğimiz bir şey kalmamış. O güzelim Ramazan-ı Şerif’i bile kirlettik. Neden böyle diyorum diye merak ediyorsunuz. Eskiden Ramazan Ayında geniş iftar sofraları kurulur; bu sofralarda ailecek oturulur gelen davetliler en güzel şekilde ağırlanırdı. İftar sofralarının bol ve bereketli olması, Allah rızası için tutulan orucun gün batmasından sonra, yıldızlar görünmeden bozulması için son dakikalarda başında sabırla beklenmesindendir. Oysa hiçbir engel yoktur sofrayla aranda. Engel, hissettiğin, inandığın, iman ettiğin şeydedir. Şimdi bakıyorum da iftara davetler amacından uzaklaşmış, olmuş bir gösteriş sofraları.
İftarı yalnız yapmayıp, misafir davet ederek ona da iftar vermek, Müslümanların çok önem verdiği ibadetlerden biridir. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerifi’nde şöyle buyurur: “Bir kimse Ramazan ayında bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak teala onu Cehennem ateşinden azad eder. O oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir.”
Ancak, misafir davet etmek demek lüks mekânlarda davet vermek değil, ya da zaten o mekânlara her daim giden insanları oraya toplamak değil; tam aksine Ramazan-ı Şerif’te iftar sofranda fakiri doyurabiliyorsan işte o zaman amacına ulaşır bu ibadet.
Eshab-ı kiramdan biri dedi ki: “Ya Resulallah! Her birimiz bir oruçluya iftar edecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz. Resulu Aleyhisselum efendimiz buyurdu ki: “Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevap verilecektir. Bu ayda bir oruçluya su veren kimse, kıyamet günü susuz kalmayacaktır.”
Dinimizde iftarda dikkat edilecek şeyler geniş olarak ilmihal kitaplarında bildirilmiştir. Bunlardan bir kısmı şöyledir:
İftarı hurma ile yapmak sünnettir. Hurma, hadis-i şerif ile methedilmiş, bereketli bir yiyecektir. Su, zeytin ve tuz ile de yapılır.
Ne güzel bir dine sahibiz. Ama biz insanlar o kadar kötüyüz ki bu güzel dinimizi bile kirletmeye çabalıyoruz. İftar ailecek ya da ailelerle yenilecek bir akşam yemeğidir. Bu tür bir yemek motivasyon, iş yemeği değildir ki eşsiz gidilsin. Ya da eşsiz davet edilsin.
Tabi bundan önemli bir husus daha var. İftar, Allah rızası için farz ya da nafile oruç tutan bir Müslümanın güneşin batmasından sonra yıldızlar görünmeden orucunu bozması, açmasıdır. Dolayısı ile İFTAR DAVETİ de oruçlu kişiye, kişilere, ailelere yapılan bir davettir. Hiçbir mazereti olmaksızın oruç tutmayan kişilere yapılan davetin adı İFTAR DAVETİ değil AKŞAM YEMEĞİ DAVETİ olur. Bilerek ya da bilmeyerek iftara davet edenlere sözümüz yok. Ancak davete icabet edecek kişi/kişiler bilir kendini. Oruçlu olmadığı halde İFTAR DAVETİNE katılan kişi karşıdakini, kendini kandırır da YÜCE RABBİMİ kandıramaz. Allah böylelerini ıslah etsin. Gerçek iftar sofralarında buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın.