Kamuoyu uzun bir süredir itibarsızlaştırma operasyonuna sahne olmaktadır. Bize düşen görev nedir? "Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz." Hucurat 6 İlan edilen ve emredilen hal budur. Vazifemiz önyargısız karar vermeden suçun şahsiliğini unutmadan meseleyi ele almaktır. Haber ajanslara düşer düşmez sosyal medyada saldırmaya hazır kıta bekleyenler kendilerine yakışanı yaparak bir topluluğu linç kampanyasının startını verdiler. Gazete Bir olarak "İrtibatımız bulunmuyor' açıklamasını manşetimizden okurlarımıza ulaştırdık. Ensar Vakfı, "Olayın faili olarak zikredilen kişinin vakfımızla hiçbir irtibatı bulunmamaktadır" açıklamasında bulunuyor ama sosyal medya planlayıcıları sistematik saldırılarına devam ettiler, ediyorlar. Oysa hukuki süreç başlamış, zanlı kolluk kuvvetlerinin denetimindedir. Suç isnat edilen kişi üzerinden ve birtakım gerçek dışı ifadelerle konunun Ensar Vakfı'nı karalama kampanyasına dönüştürülmesi manidardır. Yazılı açıklamada özellikle olayın faili olarak zikredilen kişinin vakfımızla üyelik dahil hiçbir irtibatı bulunmamaktadır denilmesine rağmen bu yapılan ve sürdürülen saldırılar kadirşinas topluluğun vicdanını yaralamaktadır. İnanan insanları itibarsızlaştırma operasyonları her devirde zaman zaman yapılmıştır. Bir çoğunda olduğu gibi bunda da başarılı olamayacaklardır. Suçun şahsiliği ilkesi göz ardı edilerek bir kişi üzerinden yüz binlerce gönüllüsü olan bir kurumun ve düşüncenin hedef gösterilmek suretiyle iftiralara maruz bırakılması, bu iftiraları atanların amacının, çocukların istismar edilmesini kınamak olmadığının, inanan insanları itibarsızlaştırmaya çalışmak olduğunun açık bir delilidir. Ensar Vakfı'nın, 37 yıldır bursları, yurt imkanları, ihtisas merkezleri ve yayınları ile ülkenin dört bir köşesinde vakıf hizmeti sunan, insana hizmet şiarıyla yola çıkmış ve bu hizmetin ifasını, insanı her daim değerli gören bir anlayışla yerine getirdiğini hatırlatmakta fayda görüyorum. Yaşananlar, Ensar Vakfı'nın 37 yıllık muteber geçmişi için kabul edilemez, üstü örtülemez ve peşi bırakılamaz bir olay olduğu herkesçe bilinmelidir.