Yüzyıllar süren bu edebî anlayışın ve onun pek çok kuralının Batı uygarlığı etkisi altında doğan ve şekillenmeye başlayan edebiyatta da canlılığını ve etkisini sürdürdüğü bilinmektedir. Hatta Cumhuriyet dönemi şiirinde bile bu edebiyatın birtakım izlerini açıkça görmek mümkündür.
Hâlâ etkileyiciliğini koruyan, anlam ve ses mükemmelliğini yakalamış, asırlardan sonra bile günümüzün kültürlü çağdaş insanma söyleyeceği ve tattıracağı zevkler bulunan bu edebiyatın dilinin ağır ve süslü olması, farklı bir kültürel zeminde farklı bir dünya görüşünü yansıtması onun Türk milletinin edebiyatı olma niteliğini ortadan kaldırmaz.
Halit Ziya Uşaklıgil'in dediği gibi, "Divan edebiyatı, Tanzimat edebiyatı, bunların hiçbirisi Türk kaynağından doğmuş olmak temel taşını kaybetmemişlerdir."
Divan Edebiyatının Kaynakları
İslam kültürü kaynağından beslenen ve özellikle başlangıçta Fars (İran) edebiyatını örnek alan Divan edebiyatı, içerik yönünden değişik unsurlara dayanmaktadır. Divan edebiyatının iç zenginliğini ve özünü oluşturan, onu iyi anlamak için bilinmesi gereken birçok eski kültür unsuru vardır.
Divan edebiyatının dayandığı kültür kaynaklarının başlıcaları şunlardır:
İslam inançları (ayetler ve hadisler), İslamî bilimler (tefsir, kelam, fıkıh), İslam tarihi, Tasavvuf felsefesi, terimleri, İran mitolojisi (kişiler ve olaylar), Peygamberlerle ilgili öyküler, mucizeler, efsaneler, söylentiler...
Tarihî, efsanevî, mitolojik kişiler ve olaylar, Çağın bilimleri, Türk tarihi ve kültürü, Dönemin edebiyat anlayışı, Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalar, deyimler, atasözleri
Divan Şiirinin Genel Özellikleri
Divan şiiri ilk örneklerini 13. yüzyılda vermeye başlamış 19. yüzyılın sonlarına doğru gücünü kaybetmiştir.
Anadolu'da din dışı şiirler yazan ilk Divan şairi, 13. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Hoca Dehhani'dir.
Divan şiirinde konular oldukça sınırlıdır: İslam mitolojisi, klasik aşk öyküleri, kadın, şarap, din ve tasavvufla ilgili konular ile bazı felsefi düşünceler en çok işlenen konulardır.
Divan şiirinde toplumla ilgili konulara hemen hiç yer verilmemiş; şairler bazen bireysel sorunlarını dile getirmişlerdir: Fuzuli'nin Şikayetnamesi, Şeyhi'nin Harnâme'si gibi. Eleştiriler, düzene değil, kişiye yöneliktir.
Divan şiirinde dil Osmanlıcadır. Osmanlıca; Arapça, Farsça ve Türkçe sözcüklerin karmasından oluşan bir dildir. Başlangıçta Türkçe sözcüklerin daha çok kullanıldığı Divan şiirinde, özellikle 16. yüzyıldan sonra dil çok ağırlaşmıştır.
Divan şiiri, kuralcı bir şiirdir. Divan şiirinde konudan çok konunun işlenişi (üslup, anlatım) önemlidir. Aynı konu birçok şair tarafından değişik biçimlerde anlatılmıştır.
Divan şiirinde kalıplaşmış sözler çok kullanılmıştır. Her şairin ortaklaşa kullandığı bu kalıp sözlere "mazmun" denir. Mazmunlar, edebiyatta belli kavramları anlatan, onu düşündürüp çağrıştıran sözlerdir.