13. Mü'minin Meleklere Olan İnancı
1. Allah'ın nurdan yaratılmış özel kulları olan, O'nu gece gündüz kesintisiz olarak zikreden, O'nun emrini yerine getirip O'na asla isyan etmeyen meleklere inanır. "Göklerde ve yerde kimler varsa O'na aittir. O'nun huzurunda bulunanlar, O'na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar. Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz (Allah'ı) tesbih ederler."
Bilakis (melekler), lütuf ve ihsana mazhar olmuş kullardır. O'ndan (emir almazdan) önce konuşmazlar; onlar, sadece O'nun emri ile hareket ederler."
Mü'min sağ ve solundaki yazıcı meleklerin farkındadır ve farkındalıkla günahlardan uzak durup salih amellere yönelir.
"Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar."
14. Mü'minin Ahiret İnancı
1. İçinde yaşadığı dünyanın ve kâinatın bir gün kıyametinin kopacağına, öldükten sonra dirilmeye, hayatının hesabını vereceğine, cennete ve cehenneme inanır. Ahirete yakinî olarak inandığı için ömrünü bir mahşer aydınlığında, cehennem korkusu, cennet ümidi ve Allah'ın rızasına erme coşkusu ile yaşar.
"Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar." "Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın. Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır."
15. Mü'minin Dua İnancı
1. Mü'min, sadece Allah'a dua eder, Allah'tan başkasına yapılacak duanın şirk olacağına inanır.
" Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibaadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez." "(Resûlüm!) De ki: "Allah'ı bırakıp da (ilâh olduğunu) ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler."
2. Mü'min, ahiretini kurtarmak için dua eder.
" Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle! Beni, Naîm cennetinin vârislerinden kıl. Babamı da bağışla (ona tevbe ve iman nasip et). Çünkü o sapıklardandır. (İnsanların) dirilecekleri gün, beni mahcup etme."
3. Mü'min içten ve samimi bir şekilde yaptığı duanın kabul olunacağına iman eder.
"Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul eden yim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir."
16. Mü'mimn Tevbe İnancı
1- Mü'min, işlediği günahın hemen arkasından içten bir şekilde tevbe eder.
" Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tövbesidir;
işte Allah bunların tövbesini kabul eder. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir."
2- Şirk dışında tüm günahların bağlanabileceğine iman eder.
"Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için ban ğışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur."
3- Mü'min, günahını kimseyle paylaşmadan ve araya aracı koymadan tevbe eder.
"Ey iman edenler! Nasuh bir tevbe ile Allah'a dönön. Umulur ki Rabbiniz sizin köteklerinizi örter. Hz. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandzrmayacağz gönde Allah sizi, altlarzndan zrmaklar akan cennetlere sokar."
4- Mü'min, tövbesini ertelemez.
"Yoksa kötülükleri yapıp da içlerinden birine ölüm ges lip çatınca 'Ben şimdi tevbe ettim' diyenler ile kâfir ola-rak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır."
5- Mü'min, günahının hemen arkasından -bağışlanman ya vesile olmak için- salih ameller işler.
"Kim de tevbe edip salih amel işlerse; şüphesiz ki o, Allah'a tövbesi kabul edilmiş olarak döner."
6- Mü'min kimse tövbesinin kabul edilmesi için dua eder. "Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et; zira tövbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin."
Hidayet GÜLTEKİN