"Ey iman edenler! Siz sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın.
Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin; Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır."
"Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın.
Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin.
Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz."
Mü'min, namazın bütün şart, erkân ve adabına dikm kat ederek dosdoğru kılar.
"Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar."
Namaz kılarken kalbi huşû içindedir. "Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler."
Kıldığı namaz, onu her türlü fuhşiyat ve kötülüklerden alıkoyar.
"(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir."
Namazlarını Vaktinde Kılar
"Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın."
Namazını ihmal etmez ve namaz için titiz olur. 'Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar."
Namaz dışında da namazdaki huşû halini devam ettirmeye gayret gösterir. "Ki, onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler)."
Helâller-Haramlar
Mümin, rızıkların temiz ve hoş, yani helâl olanlarından yer ve bunları kendine ikram eden Allah'a şükreder. "Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şey-a tan sizin açık bir düşmanınızdır."
Allah'ın helâl saydığını haram, haram saydığını da helâl yapmaya kimsenin hakkı ve yetkisi olmadığını bilir. Helallerle yetinir, haramın sınırlarına yaklaşmaz. "Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak 'Bu helâldir, şu da haramdır' demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler."
Erkek olsun kadın olsun bütün mü'minler gözlerini harama bakmaktan muhafaza eder ve iffetlerini korurlar. Eşleri dışındaki kimselere cinsel arzu ile ve rahatsız edici tarzda bakmazlar.
" (Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dik-memelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler.
Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler.
Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz."