Bahreyn: el-İhsâ olarak da bilinen bir sahil şehridir. Batısında Yemâme, doğusunda Basra Körfezi, kuzeyinde Irak, güneyinde ise Umman bulunmaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi, Bahreyn her yıl binlerce dalgıcın inci çıkarmak için akın ettiği bir yerdir.
Bahreyn'in tarihi, (Tasm'ları yendikten sonra Yemâmeyi işgal eden) Cedis kabilesinin Yemâmeli Sultan Hassân tarafindan sürgün edilip Bahreyn'e kaç- malanyla başlar. Daha sonra (Adnan zürriyetinden gelen) Abdülkays kabilesi Bahreyn'i ele geçirmiştir.
Rabiâ kabilesinin bazı kollan da burada yaşamışlardır. Bahreyn, M.S. 6. asırda Sâsânilerin güdümüne girerek, Irak ve civan şehirlerin İranlı genel valisi "Menâzire" tarafindan yönetildi. Hicrî 6. yılda Bahreyn hükümdarı, Savi'nin oğlu Munzir bütün tebâsıyla birlikte Müslüman oldu ve Bahreynli Abdülkays kabilesinden bir heyet Rasûlullah (s.a.v.)'i ziyaret etti. İslâm döneminde Bahreyn'de vukû bulan en ciddi olay, yarı Müslüman yarı Mecusî Karmatîlerin burayı siyasî faaliyetlerinin merkezi olarak seçmesiydi.
Umman: Doğuda Umman Körfezi, kuzeyde Bahreyn, batıda Ahkâf Çölü ve güneyde de Yemen ile sınırdır. Kıyı bölgeleri zengin ve verimlidir. En yüksek dağı, yüksekliği 3000 metreyi bulan Ahdar dağıdır. Umman dağlan, zengin maden yataklarına sahip olup, nehirlerinde çok miktarda değerli taş bulunmaktadır; vadileri ise hububat, meyve ve baharatlı otlar ile doludur. Aynca iyi atlan, inek ve keçileriyle de meşhurdur. Arap tarihçiler Umman şehrinin isminin Umman bin Kahtân'dan kaynaklandığını iddia ederken, Eski Ahit, bu ismin asıl kaynağının Umman bin Lût olması gerektiğini söyler. Esâd diye de bilinen Ezd kabilesinin bir kolu İslâm'dan evvel burada yaşamıştı.
Necid Bölgesi
Necid, Arabistan'ın ortasında verimli bir bölge olup, denizden 1200 metre yüksekliktedir. Üç tarafı çölle kuşatılmış olduğundan, haricî saldın ve müdahalelerden korunmuştur. Kuzeyinde Suriye Çölü, batısında Hicaz Çölü, doğusunda Ahkâf Çölü ve güneyinde ise Yemâme bulunmaktadır.
Necid, önceleri Kuleyb'ın reisliği altındaki meşhur "Bekr bin Veyl" kabilesinin memleketiydi. Kuleyb'ın bir suikaste kurban gitmesi, Tağlib ve Bekr kabileleri arasında kesintisiz kırk yıl süren şiddetli bir savaşın çıkmasına sebep olmuştur.
Güçte Hîre krallığına eşit olduğunu iddia eden Kinde Arap Devleti Necd bölgesi sınırlan içindeydi. Nuşirevân'ın babası Kabâd, Mecusîlik dinine geçince, Kinde hükümdarlan da (Menazi- re'ye karşı Sâsânî imparatorunun desteğini kazanma düşüncesiyle), nihayetlerinde çöküşlerine yol açan o dini benimsediler.
Adnan'ın torunlan çok uzun bir zaman önce Necid'i işgal etmişlerdi. Daha sonraki dönemlerde, Kahtânî kabilesinin meşhur bir kolu olan Taî'ler, Necid'in dağlık bölgesine yerleşmişlerdir. Burada aynca Rasûlullah (s.a.v.)'ın Hicretin 4. senesinde cezalandırma maksadıyla üzerlerine sefer tertip ettiği Gaffan aşireti de yaşamaktaydı. Hevâzin ve Selîm kabileleri de Necid'in batı tarafını işgal etmekteydiler. Hatim kabilesinin bir kolu da burada yaşamaktaydı.
Yemen Bölgesi
Yemen, Arabistan'ın en verimli ve medenî vilayetidir. İslâm'dan önce de, bir eğitim ve kültür merkeziydi. Yemenin geçmişi hakkındaki bilgiler çok kıttır. Burada karşılaşılan bina ve kale kalıntılarındaki bolluk, Yemenin muhteşem mazisine delâlet etmektedir.
Roma, Pers ve Habeş imparatorludan Yemen'e peşpeşe seferler düzenleyerek, bazısı başarıyla neticelenen işgal girişimlerinde bulunmuşlardır. Yunan ve Romalı tarihçiler Yemen ile ilgili dikkate değer bilgiler bırakmış olup, uzman arkeologlar bu bilgi birikimini daha da artırmışlardır.
Hidayet GÜLTEKİN