Arabistan'ın Sınırları: Arap coğrafyacılara göre Arabistan'ın sınırları, batıda (Belke'den, Akabe yakınlarındaki İlaya kadar uzanmak üzere) Suriye çölünün bir kısmı, güneybatıda; Kızıldeniz, Medyen, Cidde'nin aşağısından Yemen kıyılarına kadar olan muhit; güneyde; Hind Okyanusu, Aden ve Zefâr'den Muhraya kadar olan bölge; doğuda, Umman Körfezi, Basra Kör-fezi ve Bahreyn'den Basra ve Kûfe'ye kadar olan topraklar; kuzeyde ise Fırat Nehri ve Belke.
Başka bir deyişle Arabistan doğuda Basra ve Umman Körfezleri, batıda Kızıldeniz, güneyde Hint Okyanusu, kuzeybatıda Akabe Körfezi, Suriye ve Filistin, kuzeydoğuda ise Fırat ile çevrilidir.
İbraniler, Yunanlılar ve Romalılar tarafından anlatılan Arabistan ile Arap coğrafyacılar tarafından tafsilatlı bir şekilde tasvir edilen Arabistan'ı karşılaştırdığımızda, yabancıların Arabistan'ının, tüm Sina Yarımadasını, Suriye ve Arabistan'ın bir bölümünü yarımadaya dahil etmediğinden, alan açısından daha küçük olduğunu görürüz.
Bunun niçin böyle olduğunu fazla düşünmeye hacet yoktur. Yunanlılar, önceden bahsi geçen topraklan zaptetmişlerdi ve İslâm gelene kadar da Araplar buraları geri alamamışlardı. Bu yüzden de buraları Arabistan saymamışlardı. İşin doğrusu, Arabistan ile taşıdıkları yakın akrabalık dolayısı ile bu topraklar, daima Arabistan'ın bir parçası olmuştur.
Arabistan'ın Yüzölçümü: Arap coğrafyacılar, umumiyetle, bir bölgenin yüzölçümünü, bir noktadan diğerine varmak için gereken zamanla hesaplamaktadırlar. Ebu'l-Fidâ, Takvîmü'l-Buldân isimli eserinde Arabistan'ın bir uçtan öbür uca, yedi ay on bir günde geçilebileceğini yazmıştır.
Arabistan topraklan, hiçbir zaman modern ilmi metotlar kullanılarak incelenmemiştir. Hiç kuşkusuz Arabistan çok geniş bir memlekettir. Hindistan yarımadasından daha büyüktür ve Fransa ile Almanya'nın dört katıdır. Kuzeyden güneye (yani, Port Said'den Aden'e) 2700 km uzunluğunda, doğudan batıya (Fırat Nehri'nden Port Said'e kadar) 1200 km genişliğinde ve yüzölçümü 3 milyon km2'dir.
Arabistan'ın Fiziki Özellikleri: Uçsuz bucaksız Arabistan topraklarının büyük bir kısmı, insanların yaşamadığı, kumullar ve dağlık arazilerden ibarettir. Susuz bir çöldür. Kayda değer bir ırmağı yoktur. İnsanlar genellikle, dağlardan gelen derelere, açık arazideki kuyu ve sarnıçlara bağımlıdır. İklim, sıcak ve kurudur.
Suriye'den kuzeydeki Arabistan'a kadar uzanan geniş çöl, Arapların "Suriye Çölü", Arap olmayanların da "Arabistan Çölü" dediği, Arabistan'ın en büyük çölüdür. İkinci en büyük çöl, Dehna Çölü'dür. Bu çölün diğer adı, Rübu'l-hâli (Tenhâ Çeyrek)dir. Bu çöl, 45-55° doğu boylamları, 25-35° kuzey enlemleri arasında olup, alanı 500 bin km2'dir.
Ülkenin tam ortasında güneyden (Yemen) kuzeye (Suriye) doğru uzanan ve en yüksek noktası 2.400 metreyi bulan Cebelü's-Serât bulunur.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Arabistan'da kayda değer bir nehir olmamakla birlikte, bundan doğan eksiklik, dağlardan sürekli akarak dağların eteklerine ve vadilere bereket getiren derelerle bol bol telafi edilmektedir.
Yan yana akan bu dereler, sunî bir nehre dönüşmekte, sonra da ya kumullarda kaybolup gitmekte ya da denize akmaktadır. Eski zamanlarda Arabistan kralları, derelerin akışını denetim altına almak maksadıyla bentler inşâ ettirmişlerdi.
Çünkü bir sel durumunda bu dereler tehlike arz etmekteydiler. Deniz kıyısındaki Arap şehir ve eyaletleri genelde verimlidir, bilhassa hem Kızıldeniz'e hem de Hint Okyanusuna kıyısı olan Yemen bölgesi, çok bereketlidir. Bu eyalet bu sebepten Yunanlılar arasında "Bereketli Arabistan" olarak bilinmektedir. Umman, Hadramut, Necid ve Tâif, Arabistan'ın en münbit yerleridir.