Necrân: Ahkâf ile Asir arasında küçük bir şehirdir. Eski zamanlarda, İsmailoğu.llardan Becîle bin Nezâr burada yaşamıştı. İslâm'dan önce, Romalılar ve Habeşliler eliyle Necrân Hristiyanlaştınlmıştı. Yemen Yahudi Krallığı, zor kullanarak Hristiyanlan Yahudiliğe döndürmek istemiş, fakat her seferinde Roma ve Habeş Hıristiyan devletleri onlann imdadına yetişmişti.
Necran'da, Araplar arasında "Kâbe-i Necran" olarak bilinen, şaşaalı bir kilise vardı. Hicri 9. yılda, Nec- ran'dan gelen Hıristiyan bir heyet, Hz. Peygamber (s.a.v.)'i ziyaret etmiş ve Mescid-i Nebevi'de kalmalan- na izin verilmişti.
Hicaz Bölgesi
Kızıldeniz boyunca uzanan Hicaz, Eski Ahit'te,
İlahî tebliğin geldiği bir mekân olarak tavsif edilen Fa- ran ismiyle zikredilmektedir. Doğusunda Necid, güneyinde Asîr, batısında Kizıldeniz, kuzeyinde de Arabistan Suriyesi (veya Kayalık Arabistan) bulunmaktadır. Hicaz'ın tam ortasından, güneyden kuzeye doğru, en yüksek noktası 3300 metreyi bulan Serat sıradağları bölge boyunca uzanmaktadır.
Dağlardan akıp gelen dereler, bostanların ve ekilebilir arazilerin bolca bulun-duğu bölgeyi bereketlendirmektedir. Bölgenin en verimli arazileri Kızıl Deniz kıyılan boyunca uzanmakta olup, geri kalan kumlarla kaplı çölde tarımla uğraşmak imkânsızdır. Hicaz'ın en büyük sahil kenti, Mekke'nin limanı olan Cidde, ikinci en büyük sahil kenti ise Medine'nin limanı olan Yanbu'dur. Hicaz'ın en önemli şehirleri Mekke, Medine ve Taiftir.
(a) Mekke: Ümmü'l-Kurâ (şehirlerin anası) diye de bilinen Mekke veya Bekke, Hicâz diyannın merkezidir. Mekke, Hz. İbrahim'in (a.s.) kurduğu, oğlu Hz. İsmail'in (a.s.) göç ettiği ve İslâm Peygambennin (s.a.v.) doğduğu şehirdir. 212 38' kuzey enleminde, 402 9' doğu boylamındadır.
Mekke, deniz seviyesinden aşağı yukarı 330 metre yüksekte olup, etrafı tamamen dağlarla çevrilmiştir. Şehir şu anda, doğudan batıya 30 km, kuzeyden güneye ise 1,5 km büyüklüğünde bir alana yayılmıştır.
Mekke, M.Ö. 2500'lerde kervanların mola verdiği duraklardan biriydi. Takriben M.Ö. 2000'de Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail (a.s.) burada Allah adına Kâbe isimli bir mihrap inşâ ettiler. Kahtânîler öne çıkana kadar İsmailoğulları bu şehirde hâkimiyeti ellerinde tutmuşlardı. Daha sonraki dönemde İsmailoğul- lanndan Kusay burada bir devlet kurmayı başardı.
Kusay, zamanla şehrin efendisi olan Kureyşin atası ve bânisidir. Bu kabile bir hükümet tesis etti ve muhtelif idârî birimler kabilenin ileri gelenleri arasında paylaştırıldı. İsmailî Araplardan bir kısmı Mekke'nin civarındaki kasabalarda da sakin durumdaydılar.
Medine: Eski adı Yesrib idi. Hz. Peygamber tarafından ikametgah olarak seçilince, ismi ilkin Me- dinet'ün-Nebî olmuş, zamanla da el-Medine veya sadece Medine halini almıştır.
Şehir, deniz seviyesinden 619 metre yükseklikte olup, mevkii, 24Q15' kuzey enlemi ile 39Q 55'doğu boylamı arasındadır. Yengeç dönencesinin kuzeyine düşmektedir. Gündüzleri ortalama sıcaklık yazın 28Q C, kışın lOQ C, geceleri ise -5Q C'dir. Bu yüzden de kışın sular donmaktadır.
Yesrib'i ilk işgal edenler Amalikalardı. Onları Yahudiler ve "Evs ve Hazrec" diye bilinen Ezd kabilesinin iki soyu izlemiştir. Bu iki soya Rasûlullah (s.a.v) tarafından Ensar (Yardımcılar) ismi verilmişti; çünkü İslam dinini iştiyakla kabul edip, Müslüman muhacirlerden dostluk ve yardımlarım esirgememişlerdi.