Hattat Necmi Atik'in eserlerinden bir tanesi olan ‘99 SORUDA KUR'AN-I KERİM' isimli eserini takdirlerinize sunuyorum. İstifade etmeniz temennisi ile... ( [email protected] )
Hindistan Brehmenlerin kutsal kitabı olan Vedalara göre yukarıda işaret edilen muharip, kumlar diyarında doğacak, sonra vatanını terk edip kuzeydeki bir yere iltica edecektir. Göğe değecek bir arabası olacaktır. Bu zat, deve sahibi bir hakim (hikmetli kişi) olacak, yapacağı iki büyük savaşın birincisinde üç yüz, ikincisinde on bin askeri bulunacaktır.
Peygamberimiz kumlar diyarı olan Mekke'de doğmuş, peygamber-liğinin ortalarında Medine'ye iltica etmiştir. Gerçekten onun ilk savaşı Bedir'de kendisi ile üç yüz, son savaşı Mekke'nin fethinde on bin askeri bulunmuştur. Göğe değen arabası da şüphesiz yaptığı mirac'ın ifadesidir.
İşte görülüyor ki, bütün semavi kitaplar Fahr-i Kainat efendimizin geleceğini açıkça ifade etmişlerdir. Onun son peygamber, peygamberin zübdesi olduğundan zerre kadar şüphe yoktur. Adem'den beri her peygamber Allah'ın bir sıfatında fani olmuş iken, o ferdaniyet makamına ulaşmış, Allah'ın doğrudan zatında fani olmuştur. Onun içindir ki, ona Ruhu'l-Hak deniliyor. Salat ve selam ona, tazim ve tekrim ashabına.
Rasulullah'a (sav) verilen en büyük mucize Kur'an-ı Kerim'dir. Kur'an-ı Kerim dışında sayısız mucizeleri yanında; susuzluk sıkıntısında parmakları arasından çıkan su ile üçyüz kişinin su ve abdest ihtiyacını karşılaması mucizesi , Ay'ın ikiye bölünmesi mucizesi ¡sra ve Miraç mucizesi , ölüleri diriltme mucizesi , dilsizi konuşturma mucizesi , çıkan gözü yerine koyma mucizesi gibi mucizeler sayılabilir.
Hz. Hasan (ra), dedesi Hz. Muhammed'in (sav) ismi hakkında şöyle demiştir:
"Allah, O'nun ismini kendi isminden türetmiştir. Arşın sahibi (Allah) Mahmud'dur, O ise Muhammed'dir"
Mahmud ismi ile Muhammed isminin türetildiği kök, hamd (övgü) kelimesidir. Yani her iki isimde sonsuz övgüye layık demektir.
Allah Teala, Hz. Muhammed (sav) hakkında: " Sen gerçekten büyük bir ahlak üzeresin" buyurmuş;
Hz. Muhammed (sav) ise: "Allahım! Ben Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederim. Ben, Seni gereği gibi medh ü sena edemem, Sen Seni övdüğün gibisin" diyerek Rabbi'ne karşı gereken kulluk edebini takınmıştır.