Hattat Necmi Atik'in eserlerinden bir tanesi olan ‘99 SORUDA KUR'AN-I KERİM' isimli eserini takdirlerinize sunuyorum. İstifade etmeniz temennisi ile... ( [email protected] )
Kur'an-ı Kerim'de Yakub (as) ve Yusuf (as)
Yakub; Kardeşi İso (esav) ile birlikte aynı batında ikiz olarak doğarken, kendisinden önce dünyaya gelen kardeşinin ökçesini tuttuğu için bu ismi almıştır. Yakub "Akib" kelimesinden türemiştir. Akib ise, ökçe anlamındadır.
Kitab-ı Mukaddes'te de: "Ve ondan sonra (Esav'ın) kardeşi doğdu ve onun eli Esav'ın topuğunu tutuyordu; ve onun adı Yakub konuldu" denilmektedir.
Yakub'un bir ismi de İsrail'dir. İbranice de İsrail, Abdullah (Allah'ın kulu) ve Safvetullah (Allah'ın tertemiz kulu) demektir. "İsrâ" Arapça ve İbranice de gece yürüyüşü "il" ise İbranice de Allah demektir. Hz. Yakub bir gece Allah'a hicret etmek üzere yolculuğa çıktığı için bu adı almıştır. Beni İsrail'de; samimi ve salih bir kulun oğulları demektir.
Yakub (as), Hz. İshak'ın (as) oğludur. Lakabı İsrail'dir. O da seçilmiş elçilerdendi. Allah'ın ölçülerine bağlı salih bir kimseydi. Büyük bir sabrı vardı. En doğru yola iletilmiş, evladı Yusuf ile imtihan edilmişti. On iki oğlu vardı.
Hz. Yusuf çocukken rüyasında on iki Yıldızın, Güneşin ve Ay'ın kendi önünde secde ettiğini gördü. Rüyasını babasına anlatınca, Yakub (as) Yusuf'a bu rüyasını kardeşlerine anlatmamasını istedi.
Kardeşleri Yusuf'a karşı olan kıskançlıklarından ona kötülük yapmaya karar verdiler. Yusuf'u gezmeye götürelim diye babalarını ikna ettiler. Önce öldürmek istediler ama vazgeçip kuyuya attılar. Oradan geçmekte olan bir kervan Yusuf'u bulup Mısır'a götürdüler ve az bir para karşılığı onu Mısır'ın azizine sattılar.
Babalarına kurt yedi deyip kanlı gömlek getirdiler. Yakub (as): "Nef-siniz sizi bir iş yapmaya sürükledi. Artık bana düşen güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı Allah'tan yardım isterim" dedi.
Yıllar sonra bölgeyi bir kıtlık kapladı. Hz. Yakub'un ülkesini de etkiledi. Mısır vezirinin cömertliğini duydular. Hz. Yakub (as) erzak için oğullarını Mısır'a gönderdi. Birinci seferde yüklü miktarda yiyecekle döndüler. Ama ikinci sefer yanlarında küçük kardeşlerini de götürmek zorunda idiler. Babalarına güvence vererek Bünyamin'i Mısır'a götürdüler. Mısır veziri Yusuf (as) idi. Bünyamin'i yanına alıkoydu. Yakub'un (as) hüznü daha da arttı.
Oğulları üçüncü sefer Mısır'a gittiklerinde Yusuf (as) kendini onlara tanıttı. Kardeşleri ondan af dilediler, O da onları affetti. Gömleğini babasına götürmelerini ve gözüne sürdüğünde, şifa bulacağını söyledi. Müjdeci, Yakub'a (as) gelip gömleği verdi ve Yakub (as) tekrar görmeye başladı.
Oğulları babasından af dilediler. Hep birlikte Mısır'a gittiler. Yusuf'un yanına vardıklarında hepsi Allah için secde ettiler. Yusuf (as); "Babacığımişte bu, yıllar önce gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir" dedi.
Yakub (as) bundan sonraki hayatını Mısır'da geçirdi.. Ölümü yaklaşınca oğullarına şöyle sordu "Oğullarım, Allah dini sizin için seçti, sizde ancak ona teslim olmuş olarak can verin. Benden sonra kime ibadet edeceksiniz? Oğulları da "Senin Rabbine ve ataların İbrahim, İshak'ın
Rabbi olan tek ilaha kulluk edeceğiz. Bizler O'na teslim olmuşuzdur" dediler.
Kur'an-ı Kerim'de Musa (as) ve Harun (as) Musa; Kıptice'de iki kelimeden meydana gelir; biri su anlamında ki Mu, diğeri ağaç anlamında ki Sa kelimesidir. Hz. Musa, Firavun ailesi tarafından bulunduğu zaman, o yerde (nehir) su ve ağaçlar vardı. Çocuğa bulunduğu yerin bir simgesi olarak su+ağaç anlamına gelen Musa adı verildi.
Harun; Arapçalaşmış bir kelimedir. Aynı kökten el-Heyrun kelimesi Arapça olup, taze hurma anlamındadır. Bir bakıma sevilen hurma demektir.
Musa (as) Kur'an'da kendisinden en fazla bahsedilen ulul'azim peygamberdir. Kur'an'da 136 defa ismi geçer.
Hz. Yusuf (as) dan sonra ¡srailoğulları'nın Mısır'daki sosyal, ekonomik ve siyasi durumları zayıfladı. Firavunlardan köle muamelesi görmeye başladılar.
Firavun'un sihirbazları ona, ¡srailoğulları arasından doğacak birinin, onun devleti ve saltanatını yıkacağını söylediler. Bunun üzerine Firavun, doğacak bütün erkek çocuklarının öldürülmesini emretti ve emir yerine getirildi.
Musa (as) doğunca annesi onu Allah'ın ilhamıyla Nil nehrine bıraktı. Nehrin kenarındaki Firavun'un sarayına ulaşınca Firavun'un kız kardeşi tarafından saraya alındı ve orada büyütüldü. Musa (as) Firavun'un sarayında öz annesi tarafından emzirildi, ama bunu Musa'nın (as) kız kardeşinden başka kimse bilmedi.