Hattat Necmi Atik'in eserlerinden bir tanesi olan ‘99 SORUDA KUR'AN-I KERİM' isimli eserini takdirlerinize sunuyorum. İstifade etmeniz temennisi ile... ( [email protected] )
Abdestsiz Kur'an-ı Kerim Okunabilir mi?
Kur'an kıraatinin abdestli olarak yapılması müstehaptır. Çünkü zi-kirlerin en faziletlisi Kur'an tilavetidir. Rasulullah'da (sav) abdestsiz Allah'ı zikretmeyi çirkin görmüştür. Bununla beraber Rasulullah'ın (sav) abdestsiz olarak Kur'an tilavet ettiği sabit olmuştur ve icma-i ümmet de abdestsiz Kur'an okumanın caiz olduğudur. Bu okuma Kur'an-ı Kerim'e dokunmadan veya ezberden yapılan okumadır, ¡mamu'l Hara- meyn (478/1085) "Kur'an'ı abdestsiz okuyan kerahete düşmüş değildir, ancak daha faziletli olanı terk etmiştir" demiştir.
Burada önemli olan husus, Mushafa dokunulmaksızın yapılan kıraattir. Mushafa ancak abdestli olanlar dokunabilir.
Cünüp olanların ve âdet gören kadınların Kur'an okumaları haramdır, velev ki bir ayet veya daha az olsa bile. Teşbih, tehlil, tahmid, tekbir ve salavatı şerife getirmek ise caizdir.
Rasulullah (sav) şöyle buyurur: "Hayızlı ve cünüp olan Kur'an'dan bir şey okumasın."
Cünüp Veya Hayızlı Olan Bir İnsan Meal Okuyabilir mi?
Okunan mealde Arapça bir metin (ayet) yoksa ele alınıp okunabilir. Tefsir okunabilir. Çünkü okunan Kur'an-ı Kerim değil meal veya tefsir kitabıdır.
Kur'an-ı Kerim Ayetleri Abdestsiz Yazılabilir mi?
Kur'an-ı Kerim ayetlerinin yazılı olduğu eşyaya dokunamadığımız gibi, yazarken de dokunmak mecburiyetinde kalınırsa abdestsiz yazılamazlar. Yazılan şeye dokunmadan yazılabilir.
Kur'an-ı Kerim Ancak Arapça Dilde mi Okunur?
Allah Teala şöyle buyurur:
"Biz her gönderdiğimiz peygamberiancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik kionlara apaçık anlatsın."
"Biz bu kitabı anlayasınız diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik."
"Onu Ruhu'l Emin (Cebrail) korkutuculardan olasın diye kalbine açık bir Arapça dili ile indirdi."
"Onu pürüzsüz ve dosdoğru Arapça bir Kur'an olarak indirdik. Umulur ki sakınırlar."
Yine Zuhruf Sûresi 3. ayet, Ahkaf Sûresi 12. ayet ve Tâ-hâ Sûresi 113. ayette de Arapça indirildiği bildirilmektedir.
"Anlayasınız diye Arapça" ibaresinden maksat "açık ve anlaşılır lisan", "Arap kavminin kendi lisanı" demektir. Bu Arapça dilinin özelliklerindendir. İfadeleri ve işaretleri nettir. Arapça'ya vakıf olan herkes Kur'an'ın Allah'ın Kelamı olduğunu ve mükemmelliğini kabul eder.
Kur'an, nazm ve mana bütünlüğü ile sabit olduğundan, nazil olduğu dil üzere okunabilir. Kur'an'ın beşer kelamı olmayıp Allah kelamı oluşu (icazı), nazm ve mananın beraberliği ile mümkündür. Mananın lafızdan ayrılması halinde ise, Kur'an'ın icazı kaybolur ve ona Kur'an denilmesi caiz değildir.
Gerek namazda ve gerekse nazmın dışında Kur'an ancak nazil olduğu dil Arapça ile okunduğunda kıraattir. Bunun dışındakiler kıraat sayılmaz. Vahiy lafızları dışında, Arapça lafızlarla dahi olsa kıraat, Kur'an tilaveti olamaz.
Kur'an'ın diğer dillere tercüme ve tefsiri ayrı bir konudur ve bu Müslümanların vazifesidir. Ancak yapılan tercüme ve tefsirler Kur'an hükmünde olamazlar. Allah namazda indirdiği Arapça Kur'an'ın okunmasını emretmektedir, başka bir dilde tercüme veya tefsiri değil.