Fatih GÜRBÜZ

Fatih GÜRBÜZ


ANTALYA’NIN KAYIP BEŞ YILLARI

19 Aralık 2018 - 00:02

Yerel seçimleri her geçen gün bir adım daha yaklaşılırken, iki partili seçimi yaşayacak iller arasında Antalya’da var.
AK Parti-MHP ittifakı ve CHP-İyi Parti ittifaklarının yarışları gerçekleşecek.

Geriye dönük baktığımızda 1999 seçimlerinde CHP Bekir Kumbul’la, 2004 seçimlerinde AK Parti Menderes Türel’le 2009 seçimlerinde CHP Mustafa Akaydın’la ve 2014 seçimlerinde AK Parti’den Menderes Türel tekrar Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Önceki dönemlere baktığımızda adayların yatırımlarını ve şehre yaptıkları yatırımları gözlemlediğimizde Antalya adına iki kayıp beş yıl gördüğümüzü görüyoruz.

Seçim vaatlerinin Antalya adına gerçekleşmemesi ise kentin gelişimi açısından üzücü.
1999 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kumbul’un partisi baraj altında kalarak TBMM’ne girememişti.
Kumbul Büyükşehir’de yok denecek kadar az meclis üyesiyle şehir adına neredeyse hiçbir yatırım yapamayarak beş yılını tamamlamıştı.
2004 yılında AK Parti’nin ilk Belediye Başkanı seçilen Menderes Türel, yaptığı yatırımlarla o dönemlerde gazete manşetlerine “Büyükşehir Oluyoruz” başlıklarını attırmayı başarmıştı.
Bu şehirde yaşayan olarak olaylara biraz daha samimi yaklaştığımızda 2004-2009 yılları arasında Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını yaparak adını aslında altın harflerle Antalya siyasetine yazdırmış olmasına rağmen vatandaşın desteğini alamayarak koltuğuna veda etmişti.
2009-2014 yılları arasında CHP’den Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın koltuğa oturduğu günden itibaren polemikler hiç bitmedi.
Seçim döneminde vaatte bulunduğu 100 bin işçi kampanyası kendisine sorulduğunda “Ben 100 bin demedim 10 bin dedim” diyerek tartışmanın fitilini ateşlemişti.

Billboardlarda 100 bin işçi alınacak yazıları yayınlanmış ve Akaydın’ın seçim vaatleri arasındaki bu detay hiç gündemden düşmemişti.
Yörük diyarı Antalya’da Almanların Bira Festivali’ni Antalya’ya taşıyarak “Oktoberfest Bira Festivali”yle muhafazakâr kesimin çok büyük tepkisini çekmişti. Gençleri alkole özendirdiği yönünde çok büyük tepkiler çeken Akaydın’ın Antalya’yı üniversite kenti yapacağız sözleri ise gündeme bile gelmeden unutulup gitti.

Göreve geldiği günden itibaren tartışmaları bir tür son bulmayan Akaydın’ın makamındaki televizyonun koltuğunun haciz edilmesi mezar yeri yoksa ölüleri yakalım sözünün kentte duyulması ise sona yaklaşmanın tuzu biberi olmuştu.
2014 seçimlerinde tekrar koltuğunu devralan Menderes Türel’in kaldığı yerden başlaması yatırım konusunda Antalya’yı doyurması dışında Antalya’nın ne kadar borçlandığı gündeme taşınmaya başladı.

Borç yiğidin kamçısıdır atasözü burada devreye giriyor. Borçlanmadığın sürece yatırım yapma olasılığın yok. Yatırım yapmazsan vatandaşı komünist sistemin eski ülkeleri gibi yönetmeye kalkarsan bırak 10 bin işçiyi 1000 işçi çalıştırmak için istihdam yaratamazsın.
Yollar köprüler açılmazsa çarpık yapılaşmayla kurulan bu kenti başka nasıl yaşanabilir bir kent haline getirebilirsin.
Her yıl yüz binlerce insanın yerleştiği Antalya’da borçlanmadan yatırım yapmadan bu kentin sakinlerini nasıl huzur içerisinde yaşatabilirsin. Siyaset yapmak yerine hizmet yapmak gerekir. Hizmet için kaynak, para gerekir.
Eğer bunları göze alamıyorsan, kenti yönetmeye hiç kimsenin talip olmaması gerekir.
Antalya dünyanın en yaşanabilir kentleri arasında yer almalıdır.
Kimse yaptığı yatırımları ne alıp götürecek ne de bu kenti bir bataklığa saplayıp gidebilecek güce sahiptir.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır bunu unutmayalım…

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum