Faruk ÇELİK

Faruk ÇELİK


HZ. FATIMA VE ALİ'NİN ORUÇ ADAĞI VE SABRI

13 Mayıs 2019 - 00:01

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hastalanmıştı. Hz. Fatıma anamız, âlemlere rahmet olarak gönderilen babası Hz. Muhammed’in (s.a.v) yanına varır ve pek üzgündür. Allah’ın Resulü, kızının bu halini görünce ona ne için bu kadar üzgün olduğunu sorar.
Hazret-i Fatıma anamız: “Baba, çocuklar çok hasta yatıyorlar, bir türlü ateşlerini düşüremedim” der. Allah’ın Resulü: “Çocuklar için üç gün oruç adağında bulun” der.
Hz. Fatıma anamız, çocukların şifa bulması için üç günlük adak (nezir) oruç adağında bulunur ve oruca niyet eder. Ancak, o gün Hz. Ali Efendimizin evinde yiyecek hiçbir şeyleri yoktur. Hz. Ali Efendimiz, o günkü kazancı ile bir miktar arpa alır ve eve getirir.
Hz. Fatıma anamız, bu arpayı el değirmeninde un eder ve üçe ayırır. Birinci bölümünü o gün ekmek yapıp beş parçaya ayırır. Oruçlu oldukları günün akşamı, tam oruç açacakları bir saatte bir yoksul, kapılarını çalar: “Ey Muhammed’in Ehl-i Beyt’i! Kapınıza miskinlerden bir yoksul geldi, açım, beni doyurunuz ki Allah’ta sizleri cennet sofralarında doyursun” der. 
O vakit Hz. Ali Efendimiz:
“Ey insanların en hayırlısının kızı Fatıma! Şu anda kapımızda zor durumda ve aç olduğunu söyleyen bir yoksul var ne yapmamı istersin?” diye sorar. Hz. Fatıma anamız: “Bu hususta benim sana karşı en ufak bir itirazım olmaz, sen nasıl istersen öyle olsun” der.
KENDİ LOKMALARINI VERDİLER
Böylece, tüm aile kendi lokmalarının tamamını yoksula verirler ve kendileri, su ile oruçlarını açarlar. İkinci günü aynı saatte bir yetim, üçüncü gün aynı saatte bir esir gelip kapılarını çalar. Birinci günkü gibi Hz. Ali ve tüm aile bu defa lokmalarını gelen bu kimselere verirler.
Dördüncü günü, Hz. Ali Efendimiz, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i yanına alıp, Hz. Muhammed’in hanesine geldiler. Peygamber Efendimiz, onları solgun ve bitkin bir halde görünce: “Ya Ali! Çocukların bu hali nedir?” diye sordu.
Hz. Ali Efendimiz, üç gün boyunca tuttukları oruçtan ve bu üç gün içerisinde birinci gün bir yoksul, ikinci gün bir yetim ve üçüncü gün bir esirin hanelerine geldiğini ve yemeklerinin tamamını bu gelen kimselere verdiklerini anlatır.
Allah’ın Resulü (s.a.v): “Ya Ali! Üç gün boyunca sizin hanenize gelen kimse Hızır Aleyhisselam idi. Cenab-ı Allah, sizin sabrınızı sınamak üzere, Hızır’ı sizin hanenize gönderdi” dedi.
AYETİ KERİMENİN İNDİĞİ İFTAR
Onların bu fedâkârâne ikrâmları üzerine, Cenâb-ı Hakk, kendilerini Kur’ân-ı Kerîm’in şu âyet-i kerîmesiyle takdir ve taltif etti, fazîletli kıldı:
"Bunlar, adaklarını yerine getirdiler. Uzun ve sürekli olan kıyamet gününden korktukları için, çok sevdikleri ve canlarının istediği yemekleri miskin, yetim ve esirlere verdiler. Biz bunları, Allahu Teala'nın rızası için yitirdik. Sizden karşılık olarak bir teşekkür, bir şey beklemedik, bir şey istemeyiz dediler.  Bunun için, Cenab-ı Hak, onlara Şarab-ı Tahur içirdi." (İnsan, 7-9, 21)
Orucu Yaşayanlar, Salih Büte, Kayıhan Yayınları, 2007

Faruk ÇELİK

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum