Vasat, şahid ve en hayırlı ümmetin yeniden yetişmesi, örnek ve öncü bir Tevhidî neslinin meydana gelmesi için, her ay yepyeni bir kapak konusu ile bu eğitime katkıda bulunmaya gayret eden “Vuslat Dergisi,” yayın hayatına başladığı 1. Sayısından 200. Sayısına kadar olan süreçte hep faydalı olma isteğini sürdürmüştür.
Olumsuz sosyal ve siyasal şartlara rağmen yayın hayatına devam etmiş, Hak yolundaki yürüyüşünü ilkeli ve istikrarlı bir şekilde ileriye doğru adımlar atarak, gelişerek, olgunlaşarak bu devamlılığı canlı tutmuştur.
“Allah’a çağıran, salih amelde bulunan ve: ‘Gerçekten ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kimdir?” (Fussilet, 41/33)
Ayet-i Kerimedeki görevi üstlenen “Vuslat Dergisi” sahifelerini, “İslâm’ın sesini yükselten” ve “Ümmetin derdiyle dertlenen” değerli ilim adamları olan yazarlara açmış, bu imkânı kendilerine sunmuş ve inşaallah sunmaya da devam edecektir.
Bu ümmeti kucaklayıcı tavrından dolayı ilk günden bugüne birçok yazarlar, sadece İslâm’ın sesini yükselten, ümmetin derdini der edinip dile getirerek İslâmî çözümler sunan hayırlı ve faydalı fikirlerini beyân ederek kıymetli Vuslat Dergisi okuyucularıyla paylaşmışlardır.
DEĞİŞMEZ ÖLÇÜ KUR’AN VE SÜNNET
Allah Teâlâ, kendisine katıksız iman eden ve yaratılış gayelerine uygun şekilde O’na ibadet edip, O’nun ipine sımsıkı sarılarak İslâm kardeşi olmuş kullarına şöyle emreder:
“Sizden, hayra çağıran, iyiliği (ma’rufu’ emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler, işte bunlardır.” (Âl-i İmrân, 3/104)
“Vuslat Dergisi” ni istikrarlı ve düzenli yayınlamaya çalışan muvahhid mü’minler, bu ayetteki emre göre hareket etmeye gayret etmekte ve “hayra çağırma” vazifelerini, “Kur’ân ve Sünnet” ölçüsünce yerine getirmeye çalışmaktadırlar.
“Vuslat Dergisi,” Allah yolunda kalemle cihad edenlerin hazırlayıp sunduğu bir dergidir. Dergide emeği geçenler, bu niyet ve bu salih amel ile çalışırken, dergimizin değerli okuyucuları da, Allah yolunda olan bu cihadda yerlerini almış, dergi ve dergiyi sunan kadro ile bütünleşmiş, birbirlerinin “velîleri” olmuşlardır.